Sayfalar

27 Ekim 2013 Pazar

TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR: 28 EKİM 1976;

37 YIL ÖNCE BUGÜN,

İLK KARİKATÜRLERİNİ 1922 YILINDA “AYDEDE” DERGİSİNDE YAYINLAMIŞ, 1926-28 YILLARI ARASINDA İSMET İNÖNÜ’NÜN DESTEĞİ İLE PARİS’TE RESİM EĞİTİMİ ALMIŞ, RESİM ÖĞRETMENLİĞİ VE ÇEŞİTLİ BASIN ORGANLARINDA (ULUS, AKŞAM, HÜRRİYET) ÇİZERLİK YAPMIŞ, KARİKATÜRİST,
ÇİZGİ ROMAN RESSAMI
RATİP TAHİR BURAK,
72 YAŞINDA İSTANBUL’DA VEFAT ETMİŞTİ.
Çokça çizdiği Atatürk Karikatürlerinden biri

Günlerden bir gün,
“İş dördüncü Nalla bir ata kaldı,
bir de meydana!”
diye yazmıştı, Ratip Tahir Burak... çiziktirdiği
“Üç Nal Lokantası” Şeref Defteri’nin sarı sayfalarına...

Üç Nal Lokantası, 50’li yıllarda Ankara’nın Ulus semtinde Anafartalar Caddesi’nden Kaleye doğru giderken solda Gima Binasının yerinde bir zamanlar var olan Atatürk Orman Çiftliği Süt Ürünleri Mağazasının arkasındaki Konak sokakta yer alan, batı tarzına daha yakın, bayanların bile gelip içki içebildikleri ender mekanlardan birisiymiş. Müdavimleri daha çok yazarlar ve sanatçılarmış, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Cahide Sonku, İbrahim Çallı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Can Yücel gibi... müdavimler arasında, işletmenin sahibi Şinasi Baray'ın Ankara Lisesi’nden arkadaşı olan Orhan Veli Kanık da varmış.


Şinasi Baray ve bir arkadaşı
Şinasi Baray, aileden kalma iki katlı eski bir Ankara Evini düzenleyerek oluşturmuşmuş meyhaneyi, alt kat ailenin yaşadığı dönemde ahır olarak kullanılmaktaymış ve bu nedenle Şinasi Baray Lokantanın adını “Üç Nal” koymuş. 1957 yılında Ulus Bölgesi yeniden planlanırken 1960’lı yılların başında Konak Sokak ve önündeki Çiftlik Süt Ürünleri mağazası yıkılıp ve Gima binası inşaa edilirken, Konak sokak ve dolayısıyla “Üç Nal Lokantası” da yıkılarak Ankara kent belleğine bir anı olarak gömülmüş.



“Üç Nal Lokantası”nın açılış ilanı 19 mayıs 1946’da Ratip Tahir Burak’ın da çalıştığı Ulus gazetesinde yayınlanmış.

16 Haziran 1946’da da Ülkü dergisi’nde Orhan Veli Kanık’ın kaleme aldığı şöyle bir tanıtım yazısı yer almış:

“Şinasi hem sanatkar hem de okur yazar bir insan olduğu için lokantasını sanatkarlarla okur yazarların sık sık gidecekleri, gittikleri vakit de zevkle oturacakları bir yer olarak tertipledi. Her giden hoşlanıyor. Ben de onlardanım. Salonun türlü süsleri arasında zaman zaman mısralara yahut da bazı mısraların anlamlarına rastlıyorsunuz.”

Orhan Veli’nin bahsettiği gibi Üç Nal’ın duvarları ve süslemelerin arası gelen müşterilerin yazdığı yazılar ve çizdikleri resimlerle zaman geçtikçe dolmuş, Şinasi Baray da insanların yazabilmeleri için kapağında üç nal çakılı bir “Şeref Defteri” hazırlamış. Meyhane müdavimlerinin notlar düştüğü, şiirler yazdığı, resimler çizdiği bu deftere günlerden bir gün Ratip Tahir Burak da “İş dördüncü nalla, bir ata kaldı...Bir de meydana!..” satırlarını eklemiş çizgileriyle birlikte, defterin içerisindeki diğer sanatçıların şiirlerinin, karikatürlerinin ve çizgilerinin arasına.

“Üç Nal”da “dörtnal” söylemine Orhan Veli Kanık da katılmış, günün birinde meyhanenin duvarına, “Üç Nala gelen, dört nala gider” yazmış. 10 Kasım 1950 tarihinde “Üç Nal”a son kez geldiğinde, oteline gitmek üzere, kendi deyimiyle “dörtnala” çıkmış ve Belediyenin açtığı bir çukura düşmüş, içkili olduğu için alkol komasına girdiği düşünülmüş, aslında beyin kanaması geçirdiği acı gerçeği ancak dört gün sonra vefat ettiğinde anlaşılabilmiş.


1904 doğan Ratip Tahir Burak, Heybeliada'daki Denizcilik Yüksek Okulu'nu bitirmiş, “Gülcemal” adlı gemide hem çalışmış hem de resim ve karikatür çizmiş. Gülcemal Vapuru ile Lozan Konferansı’ndan dönmekte olan İsmet İnönü Ratip Tahir Burak’ın çizimlerini görmüş, beğenmiş, çalışmalarına Avrupa'da devam etmesini önermiş ve desteklemiş, hatta onun dört yıl Paris’te eğitim almasına da önayak olmuş. 1936 yılında Türkiye’ye dönen ve Ankara’ya yerleşen Ratip Tahir Burak, bazı resmi kurumlarda ressam olarak çalışmanın yanısıra Ulus Gazetesinde de karikatürler çizmeye başlamış. 1950 yılında İstanbul’a dönerek Hürriyet Gazetesinde çalışmaya başlamış, bir ara “Halk” adında bir gazete çıkarmaya çalışsa da bu girişimi çok kısa sürmüş.



Muhalif kişiliğiyle öne çıkmış olan Ratip Tahir Burak, genellikle iktidardaki Demokrat Partiyi eleştiren karikatürler çizmiş, hatta 9 Haziran 1956 tarihinde Ulus Gazetesi’nde yayınlanan “oldu da bitti maşallah” başlığıyla çizdiği karikatüründe Başvekil Adnan Menderes’i “sünnetçi”TBMM Başkanı Refik Koraltan’ı “kirve”, Vekillerden Emin Kalafat ve Samet Ağaoğlu’nu “hokkabaz”, Bakan Fuat Köprülü’yü “yaşlı kadın”, Basın’ı ise “sünnet edilen çocuk” olarak çizince, bu karikatür nedeniyle yargılanmış, hüküm giymiş ve 485 gün süren mahkumiyetini İstanbul Paşakapısı Cezaevi’nde geçirmişti.


Ratip Tahir Burak, 1960 Müdahalesi'nden sonra; yeni anayasayı yapmakla görevlendirilen “Kurucu Meclis”te üye; yeni seçilen TBMM’de de İstanbul CHP Milletvekili olmuştu. Karikatürlerindeki asıl güç “Demokrat Parti karşıtlığı”na dayanan karikatürcünün yarattığı “koca göbekli, kalın enseli, dazlak kafalı, balta burunlu tip”ler DP'nin iktidardan düşmesiyle anlamını yitirmiş, muhalefet yapabilme şansını yitirince sanat hayatında bir düşüş yaşamıştı.

 Ratip Tahir Burak; Yeni İstanbul, Akşam ve Hürriyet gazetelerine tarihi çizgiromanlar hazırlamıştı. Bunlardan ilki 30 Nisan 1950'de Hürriyet Gazetesinde yayınlanmaya başlayan “Barbaros'un Son Seferi”ydi, onu bir Kırkpınar efsanesinin hayatını konu alan “Koca Yusuf” izlemişti. Tarihsel temaları kendisine yakın bulan Ratip Tahir Burak, daha sonra “Cem Sultan”a başlamış, ardından da “Saray Kadınları” çizgiromanını yayınlanmıştı.
1969 yılına dek sürdürdüğü çizgiroman çalışmalarından 1953'den itibaren “Bir Yemin Uğruna”, bol alt yazılı “Plevne” ve “Lale Devri” çalışmalarını ise, transfer olduğu Yeni Sabah Gazetesinde;

1955’de bant tarzındaki çalışmaları olan “Selma ve Küçükbey”i Ulus Gazetesinde; 1959’da “Kırk Şehitler Kalesi”,



1960'da “Bize Barbaroslu Derler”, 1963'de yine bir Kırkpınar başpehlivanın hayatını anlatan “Kara İbo”, 1964’de “İstanbul'un Fethi”, 1965'de “Hürrem Sultan” 1967’de Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun romanından uyarlanan “Hilal ve Salip”, 1968’de yine bir güreşçi olan “Kara Ahmet” ve son olarak 1969’da “Timur” ile 1970’de “Timur ve Yıldırım” çizgiroman çalışmalarının tamamını ise Akşam Gazetesi için resimlemişti.
Çizer Ratip Tahir Burak, özellikle tarihi çizgiromanlarını hazırlarken dönemin kılık kıyafetlerine önem vermiş, gerçekçi olmaları için yoğun araştırmalar yapmıştı.

Ratip Tahir Burak’ın yayınlanmış çizgiroman çalışmalarından dört tanesi sonradan “Barbaroslar” adıyla albümleştirilmiş ve Rakım Çalapala’nın Atlas Yayınevi tarafından 1963’de yeniden basılmıştı.


Burak’ın Ulus Gazetesinde çizdiği karikatürlerinden seçilerek hazırlanmış “Karikatürcünün Şakaları” adlı bir karikatür albümü ve “Hapishane Hatıraları” adlı biyografik bir kitabı 1963'de yayınlanmıştı.

1976 yılında Yeni Asır Gazetesinin magazin ilavesi Sarmaşık’ta “Solak Reis” başlığıyla bir resimli roman yazıp çizmiş, ölümünden on yıl sonra, 1986 yılında Günaydın Gazetesi “Cem Sultan” çizgiromanını tekrar yayınlamıştı.

1 yorum:

duzgun dedi ki...

Elinize sağlık.