Sayfalar

14 Ekim 2015 Çarşamba

25 YIL ÖNCE BUGÜN, ÜNLÜ BESTECİ, ORKESTRA ŞEFİ, PİYANİST VE YAZAR LEONARD BERNSTEİN VEFAT ETMİŞTİ.

TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR: 14 EKİM 1990



25 YIL ÖNCE BUGÜN,


DÜNYA ÇAPINDA TANINMIŞ İLK ORKESTRA ŞEFLERİNDEN, UZUN YILLAR NEW YORK FİLARMONİ ORKESTRASININ MÜZİK DİREKTÖRLÜĞÜNÜ YAPMIŞ,
İLK KEZ 1957’DE BROADWAY’DE SAHNELENMİŞ, DAHA SONRA 1961’DE ROBERT WİSE TARAFINDAN FİLME UYARLANMIŞ,
“WEST SIDE STORY”
MÜZİKALİNİN MÜZİKLERİNİ BESTELEMİŞ BESTECİ, ORKESTRA ŞEFİ, YAZAR VE PİYANİST
LEONARD BERNSTEİN
NEW YORK’TA KALP KRİZİNE BAĞLI AKCİĞER YETMEZLİĞİNDEN
72 YAŞINDA VEFAT ETMİŞTİ.



25 Ağustos 1918’de Massachusetts Lawrence’de, Rusya’dan Amerika’ya göçen Ukrayna’lı bir Musevi ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Louis Eliezer Bernstein, ailesinin ona taktığı isimle Lennie, ilk kez 10 yaşında piyano ile tanışmıştı.16’sına geldiğinde kendi kararıyla adını artık Leonard olarak kullanmaya başlamıştı.
Küçük Lennie anne ve babasıyla
1939'da Harward’dan mezun olan Leonard, daha sonra Philadelphia'daki Curtis İnstitute of Music’de eğitimini sürdürmüş, bu okulda İsabella Vengerova ile piyano, Fritz Reiner ile orkestra şefliği, Randall Thompson’la da orkestrasyon çalışmıştı. 1940 yılında, Boston Senfoni Orkestrasının o zaman yeni kurulmuş olan Tanglewood Yaz Enstitüsünde, orkestranın efsanevi şefi Serge Koussevitsky’in master sınıfına kabul edilen ilk beş öğrenciden biri olmuş ve sonunda onun asistanı olarak da görev yapmıştı.

Leonard, ilk kadrolu orkestra şefliği görevine New York Filarmoni Orkestrası’nda yardımcı orkestra şefi olarak 1943 yılında başlamış,
14 Kasım 1943 günü, radyodan yayınlanacak olan Carnegie Hall Konserini yönetecek Gustav Mahler’in yakın dostu, ünlü şef Bruno Walter hastalanıp konseri yönetemeyeceği anlaşılınca, görev Leonard Bernstein’e düşmüş, çok başarılı olunca da klasik müzik çevrelerinde birden haklı bir üne kavuşmuştu.


1945'ten 1947’ye kadar, New York Şehir Merkezi Orkestrasının konuk şefi olarak Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve İsrail’de çeşitli konserler vermişti. Bu büyük yeteneğine rağmen cinsel tercihleri nedeniyle çıkan söylentilerin yoğunlaşması üzerine, 1951 yılında akıl hocası Mitropoulos’un önerisiyle, spekülasyonları önlemek ve kariyerini güvenceye alabilmek için Santiago doğumlu Şili’li aktrist Felicia Cohn Montealegre ile evlenmişti.
Felicia Cohn Montealegre,
1955’de New Jersey Princeton McCarter Tiyatrosunda,
“Tonight in Samarkand” Romantik Melodramında,
Louis Jordan ile birlikte oynamıştı.
Bu evlilikten 1952’te ilk kızı Jamie Anne Maria, 1955’te oğlu Alexander ve son olarak da 1962’de kızı Nina Maria Felicia dünyaya gelmişti.

Felicia Cohn Montealegre ile evlilikleri, aktristin 16 Haziran 1978’de New York Long Island’da 56 yaşında vefatına kadar sürmüştü.

Bernstein ailesi bir arada...
Leonard Bernstein eşini çok sevdiğini söylemesine ve üç çocuğuyla mutlu bir evlilik sürdürdüğü izlenimi yaratmasına rağmen genç erkeklerle evlilik dışı ilişkilerini sürdürmeye devam etmişti.


Evlendiği yıl, “Trouble in Tahiti” adıyla 45 dakikalık iki perde,
yedi sahnelik üst, orta sınıf bıkkın çiftin hayatını konu alan bir müzikal yazmıştı.





1958-1969 yılları arasında New York Filarmoni Orkestrası’nın müzik direktörlüğünü yapan Bernstein, adeta bu orkestrayla özdeşleşmişti. Yaptığı 400'den fazla müzik kaydının yarısından fazlası bu orkestra ile yapılmıştı. 60'lı yıllarda yaptığı Mahler senfonileri kayıtlarıyla bu bestecinin hakkettiği ilgiyi bulmasında büyük rol oynamış, aynı zamanda yakın bir arkadaşı olan Amerikan besteci Aaron Copland’ın eserlerini de sıkça yönetmişti. 1953 yılında Milano'daki Teatro Alla Scala’da başrolde Maria Callas’ın oynadığı Cherubini'nin “Medea” operasını yöneterek Scala’da opera yöneten ilk Amerikalı orkestra şefi olmuştu.
Maria Callas ve Leonard Bernstein
Leonard Bernstein, 1953’de Wonderful Town, 1956’da Candide adlı Broadway müzikallerini bestelemiş, klasik müzik repertuarına da 1943’te Jeremiah, 1963’te Age of Anxiety ve Kaddish, 1965’de koro ve orkestra için Chicester Psalms ve 1971’de Mass gibi eserler kazandırmıştı.



Leonard Bernstein en büyük ününü, 1957’de Arthur Laurents’in kitabından uyarlanan güncel bir Romeo Juliet uyarlaması olan “West Side Story” Batı Yakasının Hikayesi için yaptığı müzikler ile yapmıştı.
Daha sonra Robert Wise tarafından filmi çekilen ve 23 Aralık 1961’de gösterime giren, başrollerini Natalie Wood (Maria), Richard Beymer’in (Tony) paylaştığı 152 dakikalık müzikal film, Batı Yakasının Hikayesi;

Aynı yıl En İyi Film, En İyi Yönetmen (Robert Wise), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Rita Moreno), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (George Chakaris), En İyi Görüntü Yönetmeni (Daniel L. Fapp), En İyi Kurgu, En İyi Orijinal Müzik, En İyi Ses, En İyi Sanat Yönetmeni, En İyi Kostüm Tasarımı dallarında toplam 10 Oscar almış, 1962 yılında da En İyi Müzikal Film , En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (George Chakaris) ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Rita Moreno) Altın Küre Ödüllerini kazanmıştı.

Film 1997 yılında ABD Kongre Kütüphanesi tarafından kültürel, tarihi, estetik olarak önemli filmler arasında sayılarak ABD Ulusal Film Arşivi’nde koruma altına alınmasına karar verilmişti.

George Chakiris ve Rita Moreno’dan o unutulmaz
“America, America” sahnesi;


Rita Moreno ve George Chakaris “America, America” sahnesinde.



West Side Story filminin unutulmayacak sahnelerinden biri daha;
“Maria, Maria”


1988’de Venedik Müzik Festivali’nde cazın oskarı olarak nitelenen Beste Ödülü’nü kazanan Leonard Bernstein’in 3.300 parçadan oluşan müzik arşivi, 1958-1990 arasında şefliğini ve yöneticiliğini yaptığı New York Filarmoni Orkestrası’na devredilmişti.
Leonard Bernstein, 23 ve 25 Aralık 1989 tarihlerinde Berlin Duvarı’nın her iki tarafında verdiği ve Beethoven'in 9.Senfonisinin çalındığı “Berlin Özgürlük Konserleri” ile de dikkatleri üzerinde toplamıştı.

“Ode to Freedom”





Son konserini vefatından yaklaşık iki ay önce, 19 Ağustos 1990’da, Tanglewood’daki Koussevitsky Memorial Concert’de Boston Senfoni Orkestrasıyla vermiş, konserde şu eserler seslendirilmişti; Benjamin Britten’den Three Sea Interludes, Lennie Bernstein’dan Arias & Barcarolles ve Beethoven’den 7.Senfoni.

Jamie Anne Maria, Alexander ve Nina Maria Felicia Bernstein

Büyük kızı Jamie Anne Maria, kendisine 8 Eylül 1962 tarihinde 10. Yaşgününde kendisine hediye edilen ve halen koruduğu günlüğünün ilk sayfasında babası Leonard’ı şöyle anlatıyordu;

“8 Eylül 1962 Cumartesi. Bugün benim 10. doğum günüm, babamla birlikte Coney Island’a gittik. Bu korkulu araba yolculuğunu sadece o ve ben yaptık. Ata bindik, paraşütle atladık, dağ trenine bindik. Çok güzel vakit geçirdik.”

“O gün özel bir gündü. Sadece doğum günüm olduğu için değil, tehlikeli şeyler yaptığımız için özeldi. Aile bireyleri arasında tehlikeli şeyleri sadece ben ve babam seviyorduk. Babam her zaman çok meşgul bir kişi olduğu için onunla baş başa bütün bir günü geçirmiş olmamız, o günü daha da özel kılmıştı.”

Oyuncu olan Jamie Anne Maria, babasının efsanevi ve renkli kişiliğinin etkisini, yaşamının her anında hala hissetmiş ve gururla;

“Nasıl olmasın ki? Babamla ilgili ilk anı müziktir. Müzik her zaman hayatımızda vardı, evimizdeydi. Babam ve arkadaşları sürekli müzik çalar, müzik hakkında konuşur, şarkı söylerlerdi. Tüm varlığımız müzikti.”
demektedir.

Babasının aile yaşamına da çok düşkün olduğuna değinen Jamie,
“Her yönü ile mükemmel bir kişiydi. Sımsıcak, sempatik ve çocuklarına karşı sevgi dolu… Konser turlarına çıktığında bizleri yanında götürmeyi, yaz tatillerinde taşradaki yazlığımızın havuzunda çocuklarla eğlenmeyi severdi. Bol bol tenis, neşe, kahkaha, sessiz sinema, kelime oyunları… Ve şarkı söylerdik,”
diyerek anılarını sürdürmekte.
Babası Bernstein’i çalışırken izleyen Jamie
Leonard Bernstein, West Side Story’yi yazdığında Jamie sadece beş yaşındaymış, “West Side Story”yi seyretmek için henüz çok küçük olduğu ve filmin kesinlikle beş yaşında bir çocuğun seyretmesine uygun olmadığı söylenince, Jamie de odasında bu müziği teypten tekrar tekrar dinler ve tüm parçaları ezberler, “I Feel Pretty” şarkısını söyleyip dans ederek eve gelen babasının kalbini çalarmış.

“I Feel Preety”




“Film 1961’de çevrilip sinema salonlarında oynamaya başladığında ben artık 10 yaşımda yani filmi seyretmeye uygun yaştaydım. Sinema salonundan çıktığımda ‘ben bu filmi 10 kez seyredeceğim’ dediğimi anımsıyorum”
diyerek geçmiş günleri anlatan Jamie, 2011’de tüm dünyada 50. yılı kutlanan West Side Story filmini 50 kez seyretmişti. Son olarak da Londra’da Albert Hall’da filmin Kraliyet Filarmoni Orkestrasının konseri eşliğindeki gösterimine de katılmıştı.


Hiç yorum yok: