TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:
20 KASIM 1863
152 YIL ÖNCE BUGÜN,
Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Yugoslavya’nın Niş kenti valisi olan Ahmet Şefik Midhat Paşa, çiftçilerin içinde bulundukları zor koşullara yakından tanık olmuş, teşkilatlanmalarının zorunlu olduğunu ve çiftçilerin, tefecilerin elinden kurtarılması için devlet yardımının gerekliliğini tesbit etmişti.
Bunun halk hareketiyle desteklenmesinin önem taşıdığını görmüş, çiftçilerin oluşturdukları kaynakla, Pirot Kasabası’nda devlet eli ve himayesiyle Osmanlı milli bankacılığının ilk örneği olarak tarihe geçecek olan ilk “Memleket Sandığı”nı kurmuştu.
Türk geleneklerinde var olan karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı olarak imece geleneğinden esinlenerek kurulan Memleket Sandığı, bugün 152. kuruluş yıldönümünü idrak eden Ziraat Bankası’nın temelini oluşturmuştu.
Türk geleneklerinde var olan karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı olarak imece geleneğinden esinlenerek kurulan Memleket Sandığı, bugün 152. kuruluş yıldönümünü idrak eden Ziraat Bankası’nın temelini oluşturmuştu.
Ziraat Bankası Müzesi’nde sergilenen Safranbolu ve Emirdağ Memleket Sandıkları Kapı Levhaları |
1867 yılında “Memleket Sandıkları Nizamnamesi”nin yürürlüğe girmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun her yanında yeni sandıklar faaliyete başlamış ve uzun yıllar başarıyla hizmet vermişti. Daha sonra Sandıkların işleyişlerinde bazı bozulmalar nitecesinde etkinlikleri azalmış, 1883 yılında Hükümet aynı amaçlarla “Menafi* Sandıkları”nı kurmuş, idari sistem yeniden düzenlenmiş, kayıt ve muhasebe işleri çağdaş esaslara uygun olarak yürütülmeye başlanmış ve doğrudan merkezi hükümetin denetimine tabi kılınmıştı.
15 Ağustos 1888 tarihine gelindiğinde de Menafi sandıklarının yerine modern bir finans kuruluşu olarak, gayrimenkul rehini ve güvenilir kefalet karşılığında çiftçiye kredi kullandırmak, faiz karşılığında tevdiat kabul etmek ve ziraat’e ilişkin sarraflık ve aracılık işleri yapmak üzere Ziraat Bankası kurulmuş ve Menafi sandıkları da yeni bankanın şubelerine dönüştürülerek faaliyete başlamıştı.
* menafi: yararlar, faydalar.
İstanbul’dan yıllar sonra Ankara’ya taşınan Ziraat Bankası Genel Merkezi önce Ankara Vilayet Binası’nın giriş katındaki iki odaya yerleşerek hizmet vermiş, daha sonra Denizciler Caddesi’nde Hacı Efendi Konağı’na geçmişti. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan kuvvetleri Polatlı’ya dayanınca, kısa bir süre için Kayseri’ye taşınmış, Kayseri dönüşünde de Darülmuallim Binasında çalışılmış en son olarak da Anafartalar Caddesi’ndeki Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) binasında hizmet vermişti.
* menafi: yararlar, faydalar.
Ziraat Bankası’nın ilk Genel Müdürlük Binası, İstanbul Cağaloğlu’ndadır ve günümüzde Restore edilmektedir. |
İstanbul’dan yıllar sonra Ankara’ya taşınan Ziraat Bankası Genel Merkezi önce Ankara Vilayet Binası’nın giriş katındaki iki odaya yerleşerek hizmet vermiş, daha sonra Denizciler Caddesi’nde Hacı Efendi Konağı’na geçmişti. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan kuvvetleri Polatlı’ya dayanınca, kısa bir süre için Kayseri’ye taşınmış, Kayseri dönüşünde de Darülmuallim Binasında çalışılmış en son olarak da Anafartalar Caddesi’ndeki Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) binasında hizmet vermişti.
İlk yıllarda kullanılan Kasalardan bir örnek. |
Yıllar içerisinde kullanılmış Müşteri kasalarından bir örnek. |
Ziraat Bankası’nın Başak ve Orak desenli ilk amblemi |
I. Dünya Savaşı sonrasında Anadolu’nun işgali üzerine Ziraat Bankası Şubeleri Yunanlılar tarafından İzmir’de kurulan Ziraat Bankası İdare Merkezi’ne bağlanmıştı. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından sonra Ankara Hükümetinin kontrolündeki yerlerdeki şubeler Ankara Şubesine bağlanmış, 9 Eylül 1922’den sonra İzmir ve 6 Ekim 1923’den sonra da İstanbul teşkilatları, Ankara’ya bağlanarak dağılmış olan bankanın bütünlüğü 23 Ekim 1922’de tekrar sağlanmıştı.
Merkezi Ankara’da olan Ziraat Bankası’nın Genel Müdürlük Binası,
Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın önemli temsilcilerinden biri olan,
aynı zamanda Ulus Bankalar Caddesi üzerinde her biri en az Ziraat Bankası kadar önemli iki bankanın Osmanlı Bankası ve İş Bankası binalarının da mimarı olan Levanten kökenli Türk vatandaşı Giulio Mongeri tarafından tasarlanmış ve 1926-29 yılları arasında inşaa edilmişti.
Cumhuriyetten sonra Ankara’da inşaa edilen ilk resmi bina olma özelliğini taşıyan Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, daha önce burada bulunan Kızılbey Camii ve Türbesi yıkılarak yerine inşaa edilmişti.
Cumhuriyetten sonra Ankara’da inşaa edilen ilk resmi bina olma özelliğini taşıyan Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, daha önce burada bulunan Kızılbey Camii ve Türbesi yıkılarak yerine inşaa edilmişti.
Kırma çatılı ve minaresiz Kızılbey camii ve doğusunda kubbeli Türbesi |
Yanındaki Düyun-u Umumiye ya da Tuz Nazırlığı binalarının yerine de 1931-33 yılları arasında Avusturya’lı Mimar Clemens Holzmeister tarafından tasarlanan Emlak Bankası inşaa edilmiş, ancak daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile Merkez Bankası Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştü.
1952 yılına kadar Anadolu Kulübü olarak da faaliyet gösteren bina günümüzde Merkez Bankası İdare Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Yapı Betonarme iskelet sistemi ile bodrum üzerine 3 kat olarak inşaa edilmiş ve bunu Philip Holzmann AG firması üstlenmişti. Kiremit kaplı, geniş saçaklarının altı geometrik motiflerle bezeli ahşap bir çatı ile örtülü yapının ortasında kalan avlu çelik ve cam ile yapılmış bir çatı ile örtülüdür ve şeref salonu buradan aydınlanır. İnşaatın Elektrik tesisatını Zeiss Şirketi, Tesisat işlerini ise Brückner Şirketi yapmıştı. Yapının tasarım ve inşaa sürecinde Mongeri’nin yanısıra üç öğrencisi ve danışman mimarlar, Macar, İtalyan ve Türk taş ustaları çalışmıştı.
1952 yılına kadar Anadolu Kulübü olarak da faaliyet gösteren bina günümüzde Merkez Bankası İdare Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Düyûn-u Umûmiye Binası (Tuz Nazırlığı) |
Dış mekanda ve iç mekanda tüm öğeler Selçuklu ve Osmanlı süsleme sanatından örneklerle zenginleştirilirken, geniş çatı saçaklarının alt yüzeyleri Selçuklu geometrik motifleriyle bezenmiştir. Cephelerde her katta farklı açıklıkta, biçim ve boyutlarda kemerli pencereler kullanılmış, taş rozetler, geometrik motifli mermer balkon korkulukları, baklava dilimli sütun başlıkları, mukarnaslı kornişler tümüyle Selçuklu ve Osmanlı sanatının inceliklerini yansıtmıştır.
Ön cephede yapının tam ortasında simetri aksındaki üç açıklıklı, basık tonozlu üzeri balkon olarak kullanılan kapı yapısı, üzerindeki korkulukları, köşelerdeki heybetli çörtenleri, yine mukarnaslar, kemerler ve basık tonoz içerisinde göçürülerek elde edilmiş küçük kubbe etkisi etrafında sıralanmış stalaktit formları ve tavan aydınlatması ile daha yapının içerisine girmeden insanı etkiler ve göz alıcıdır.Giulio Mongeri (1873-1953) |
Akımın en önemli mimari eserlerinden biri olarak kabul edilen Ulus’taki Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, 20 Kasım 1981 tarihinde Ziraat Bankası Müzesi’ne dönüştürülmüştü.
Sağda Osmanlı Bankası, ortada inşaa edilen Ziraat Bankası solda inşaa halindeki Belvü Palas. |
İnşaa halindeki Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, 1925 |
İstasyondan Ulus’a giden caddenin sağ tarafında arkalarda inşaa halindeki Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, 1925 |
Gençlik Parkının içinden arkada Ziraat Bankası inşaatı ve Belvü Otel inşaatı görülmekte. |
Genel Müdürlük Binası inşaa halinde |
Resmin solunda Bankalar Caddesi’nin köşesindeki Osmanlı Bankası ve sağda kuleli olan Tekel Başmüdürlük Binası da Giulio Mongeri’nin eseridir. |
Cumhuriyet’in 40. yılında Ziraat Bankası Genel Müdürlük, 1973 |
Ziraat Bankası Genel Müdürlük arka cephesi, Mimar Kemalettin’in eseri olan II. Evkaf Apartmanı,1930 (Küçük Tiyatro) tarafından görünüşü. |
Halen Özel Müze statüsünde hizmet vermeye devam eden Ziraat Bankası Müzesi’nde bankacılık ile ilgili evrak, yevmiye defterleri, kinin tevzi ve satışına ait defterler, banka şubelerinde kullanılan hesap ve yazı makineleri, kristal hokka yazı takımları, eski telefonlar, çeşitli altın ve mektup terazileri, bekçi kontrol saatleri, eski yazı banka kapı levhaları, çeşitli kurum ve kuruluşların bankaya verdiği madalyon ve berat örnekleri, şubelere ait resmi banka mühür örnekleri, tasarruf hesabı cüzdan örnekleri, fiş ve makbuz dipkoçanlarından örnekler, eski yazı çekler, kasa esas defterleri gibi objelerin yanısıra İbrahim Çallı (Harman-1928), Namık İsmail (Gazi Mustafa Kemal Çiftçiler Arasında-1929) gibi ressamlara ait Türk Resim Sanatından özgün eserler de yer almaktadır.
Namık İsmail’in 1929 tarihli 4x5 metre boyutlarındaki “Gazi Mustafa Kemal Çiftçiler Arasında” tablosu, Müzenin giriş holünün sağından yukarı kata çıkan gösterişli mermer merdivenin sahanlığında, özel olarak ayrılan ve ilk asıldığı yerde duvara monte edilmiş olarak görülebilinir.
26 Şubat 1926 yılında satın alınan arsa üzerine inşaa edilen Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası’nın inşaatı, 1929 yılında tamamlanmış ve
26 Kasım 1929 Salı günü, 5. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı
İsmet İnönü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kâzım Özalp
tarafından yapılmıştı.
Açılış sırasında İsmet İnönü, kapıdaki kurdelayı alışılageldiği gibi bir makas ile değil, o gün için özel olarak hazırlatılmış olan ve altın bir tepside sunulan,
küçük bir Altın Orak ile keserek yapmıştı.
Bugün o Altın Orak ve tepsi Müzede sergilenmektedir.
küçük bir Altın Orak ile keserek yapmıştı.
Bugün o Altın Orak ve tepsi Müzede sergilenmektedir.
Altın Orağın sunulduğu Altın Tepsi ve henüz Orak alerjisinin(!) oluşmadığı yıllarda, Ziraat Bankası Logosu’nda dahi kullanılmasında sakınca görülmemiş olan ve Ziraati temsil eden Altın Orak. |
Ziraat Bankası Müzesi’nde sergilenen objeler arasında yer alan tarih içerisinde çeşitli dönemlerde kullanılmış büro malzemeler içerisinde, belki de en ilginçlerinden birisi de AEG (Allgemeinen
Elektrizitaets-Gesellschaft) tarafından 1923-1934 yılları arasında üretilmiş ve büyük bir başarı göstermiş olan Mignon 4 modeli yazı makinesidir.
Ziraat Bankası Müzesi,
hafta içi her gün 09:00-17:00 saatleri arasında,
ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.
Daha giriş kapısından itibaren etkisi altına alan yapıya, camlarında TCB harflerinden oluşturulmuş Ziraat Bankası monogramı olan ahşap kapılardan geçince bir giriş holü ve hemen karşısında da geçmişte Banka şubesi olarak kullanılmış olan büyük Şeref salonunun kapıları ile karşılaşılır. Bu salon iki kat yüksekliğindedir ve üzeri çelik bir konstrüksiyon tarafından taşınan cam ile örtülmüş ve gün ışığı alabilmektedir. Asma olarak yapılmış olan ikinci bir cam tavan ile çelik konstrüksiyon gizlenmiş ve renkli camlar ile yapılan dekoratif vitray calışması göz kamaştırmaktadır. Vitrayın ortasında Ziraat Bankasını temsilen Buğday başaklarından oluşturulmuş bir demet yer almaktadır.
Kapı camları üzerinde yer alan bu monogramın tasarımının binanın mimarı olan Mongeri'ye ait olma ihtimali yüksektir. |
Ziraat Bankası Genel Müdürlük binasının iç dekorasyonunda o yıllarda Ankara Bentderesi Toygar Köprüsü bitişiğinde bulunan ve ilk mobilya fabrikalarından birisi olan Selâhattin Refik Bey Fabrikası İşletme Türk Ltd. Şti.’nin ve bu sahibi Selâhattin Refik Sırmalı’nın imzası vardır. Bu çalışma Selâhattin Refik Sırmalı’nın Ankara’daki ilk işlerinden birisidir ve zarif bir marangozluk ile tasarladığı uygulamaları ile birçok devlet otoritesinden tebrik ve taltif almıştır. Selâhattin Refik Sırmalı’nın Ankara’da öne çıkan diğer bir uygulaması ise yine mimar Guilio Mongeri’nin eseri olan Ulus’taki İş Bankası Merkez Binası için yapmış olduğu tasarımlardır. Selâhattin Refik Sırmalı daha sonra Cumhurbaşkanlığı Konutu olan Çankaya Köşkü’nde Mustafa Kemal Atatürk için Çalışma Odası düzenlemesi ve mekanın mobilyalarının tasarımı teklifi almış ve bunları da başarıyla gerçekleştirmişti.
Bankanın müşteri bankolarının üzerinde yer alan TZB harfleriyle oluşturulmuş pirinç Ziraat Bankası amblemi |
Selâhattin Refik Sırmalı, 1937 yılında Paris’e yaptığı bir seyahat sırasında uygun fiyatlarla (toplamda 1500 TL) satın alarak yurda getirdiği Andre Drain, Bonnard, Marguel, Utrillo, Pignon, Picasso, Matisse, Galanis, Hayter, Lurcat, Hoffman, Pascin, Lhote, Gischia, Moreau ve Lhemden gibi ressamların yağlı boya, litografi, desen ve gravürlerini İstanbul’da satamayınca Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ne aldığı fiyata satmış ve böylelikle bugün Devlet Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonunda yer alan 18. ve 19. yüzyıl resim koleksiyonunun önemli bir kısmının oluşmasına katkıda bulunmuştu.
Bir zamanların ünlü radyo dizisi olan ve sonraki yıllarda televizyona da uyarlanan “Uğurlugiller”in senaryo yazarı Selçuk Kasgan’ın dayısı olan Selâhattin Refik Sırmalı,
3 Ocak 1975 Cuma günü 86 yaşında vefat etmişti.
Namık İsmail'in (1890-1935) Atatürk Portresi de Müzede sergilenen ilginç eserlerden birisidir. Üç boyutlu olarak tabir edilen bu tabloda Atatürk’ün gözlerinin izleyeni takip ettiği söylenir. |
Ziraat Bankası Resim Koleksiyonu’nda yer alan ve bugün Ziraat Bankası’nın duvarında asılı olan büyük boyutlu İbrahim Çallı’nın (1882-1960) 1928 tarihli “Harman” tablosu, kaput bezi üzerine yağlı boya ile yapılmış 4,5x5,3 metre boyutlarındaki tablo, iki parça halinde taşınmış ve birleştirilerek yerine asılmıştı. İlk günden beri de asıldığı yerde sergilenmektedir. Ziraat Bankası Resim Koleksiyonu için: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.465380960151449.102418.458024730887072&type=1 |
21 Kasım 1966’da Bankanın 103. kuruluş yıldönümü nedeniyle, Bankanın temellerini atan Ahmet Şefik Mithad Paşa’nın mermer heykeli, Anıtkabir’in girişindeki İstiklal ve Hürriyet kuleleri önündeki üçerli erkek ve kadın figürlerini de yapmış olan heykeltraş Hüseyin Anka Özkan (1909-2001) tarafından yapılmıştır.
Küçük bir maketinin de bugün Ziraat Bankası müzesi içerisinde sergilendiği Mithad Paşa heykeli, binanın bahçesinde giriş kapısının solunda düzenlenen bir alanda törenle açılmıştı.
Bir koltukta otururken ancak kalkmak üzere hamle yapmış gibi tasvir edilen Mithad Paşa Heykelinin oturduğu koltuğun sol kolunda üçer adet başak ve çark, sağ kolunda ise bir terazi tasvir edilmiştir.
Ziraat Bankası Müzesi’nde Yağlı Boya Mithad Paşa Tablosu ve Mithad Paşa Heykeli’nin maketi |
Bir koltukta otururken ancak kalkmak üzere hamle yapmış gibi tasvir edilen Mithad Paşa Heykelinin oturduğu koltuğun sol kolunda üçer adet başak ve çark, sağ kolunda ise bir terazi tasvir edilmiştir.
Mithad Paşa’nın yargılandığı sırada hapsolunduğu Yıldız Sarayı Çadır Köşkü ve duvarında bu tarihi olayı hatırlatan levha. |
Ahmet Şefik Mithad Paşa, 22 Mayıs 1881 Pazar günü getirilerek hapsedildiği Yıldız Sarayı Çadır Köşkü’nden 22 Temmuz 1881 günü alınarak, İzzettin Vapuru ile Taif’e sürgüne gönderilmişti.
Sultan II. Abdülhamid tarafından Yıldız Sarayı’nda kurulan özel bir mahkemede Sultan Abdülaziz’in öldürülmesiyle suçlanarak yargılanan Midhat Paşa, yargılamanın sonunda idama mahkum edilmiş, ancak II. Abdülhamid bu cezayı ömür boyu hapis cezasına çevirmiş ve Arabistan’a Taif’e sürgün edilmişti. Taif’te 8 Mayıs 1884 gecesi muhafızlar tarafından boğularak öldürülen Midhat Paşa’nın cenazesi ancak 1951’de Türkiye’ye getirilerek, 26 Haziran 1951’de Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da katıldığı bir törenle Şişli Abide-i Hürriyet Tepesi’nde defnedilmişti.
O yıl Ziraat Bankası tarafından Mithat Paşa’nın mezarı için bir Anıt Mezar yarışması açılmış, katılan projeler arasından 7 Eylül 1951’de Yüksek Mimar Muhlis Türkmen, Mimar Muhteşem Giray, Mimar Ekrem Bahtoğlu ve Mimar Turhan Ökeren’in tasarlamış oldukları proje seçilmiş ve 1952 yılında da inşaa edilmişti.
Dairesel bir planlama içerisinde yer alan anıt, oldukça yalın Hürriyet Anıtına yönelmiş iki duvar ve bunların arasına yerleşmiş alçak bir platform üzerindeki kapak taşından ibarettir. Bir yönden Hürriyet Anıtına diğer taraftan da yeşil dokuya açılan koridor şeklindeki anıtın iç yüzeyleri mümkün olduğu kadar az işlenmiş ve sade bırakılmıştır.
İki paralel duvar ve döşemeler beyaz Şile mermerinden, kabrin kapağı ise yekpare yeşil Çanakkale taşından yapılmıştır.
Duvar üzerinde dış yüzeyinde yer alan rölyefler Ankara’daki Hitit Güneşi’ni de yapan heykeltraş Nusret Suman’ın (1905-1978) eseridir.
Nusret Suman Hitit Güneşi Anıtı’nın açılışından önce, son çalışmaları denetlemek üzere anıta giderken geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti.
İki paralel duvar ve döşemeler beyaz Şile mermerinden, kabrin kapağı ise yekpare yeşil Çanakkale taşından yapılmıştır.
Duvar üzerinde dış yüzeyinde yer alan rölyefler Ankara’daki Hitit Güneşi’ni de yapan heykeltraş Nusret Suman’ın (1905-1978) eseridir.
Nusret Suman Hitit Güneşi Anıtı’nın açılışından önce, son çalışmaları denetlemek üzere anıta giderken geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti.
Ziraat Bankası’nın Başak ve Orak desenli ilk amblemi |
Mimar Selçuk Milar’ın tasarımı olan 3 başaktan oluşmuş Ziraat Bankası sembolü |
Bir dönem Ankara Kızılay’daki Emek İşhanı (Gökdelen) duvarında da yer alan Ziraat Bankası sembolü, günümüzde artık yerinde değildir. |
20 Kasım 1981 tarihinde koleksiyonları resmi olarak kaydedilerek açılan Türkiye'nin ilk banka müzesi olan Ziraat Bankası Müzesi, benim 2015 yılının sonbaharında yaptığım ziyaretten sonra, tarihi binada 2017 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sonrasında, zemin kata bodrum katın da dahil edilmesiyle genişletilmiş ve Ziraat Bankası Müzesi, modern müzecilik anlayışı doğrultusunda dijital unsurlarla zenginleştirilen yeni yüzüyle Kasım 2019’da tekrar ziyarete açılmıştır. Müzenin bu yeniden düzenlenmiş halinin küratörlüğünü, ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunu, Fransa'da Provence Üniversitesi'nde, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Lisansı ile Akdeniz Kültür Varlıkları Yüksek Lisansı yapmış olan, endüstriyel tasarımcı ve müzebilimci Burçak Madran gerçekleştirmiştir.
Müzenin yeni düzenlenmiş halinin videosunu aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
çözünürlüğünü 2880s ayarında ve tam ekran izlemenizi tavsiye ederim.
Yeniden bir Ankara ziyaretinde tekrar gezmek ve çekeceğim yeni fotoğrafları ve edineceğim bilgileri bu yazıma eklemek isterim.