Sayfalar

7 Kasım 2015 Cumartesi

35 YIL ÖNCE BUGÜN, STEVE MCQUEEN MEKSİKA’DA VEFAT ETMİŞTİ.





TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:

7 KASIM 1980


35 YIL ÖNCE BUGÜN,
1963’TE ROL ALDIĞI EN ÜNLÜ FİLMİ,
“BÜYÜK KAÇIŞ”
(THE GREAT ESCAPE)

FİLMİ İLE EFSANELEŞMİŞ,
HOLLYWOOD’UN YARAMAZ,
RENKLİ  VE HIZLI ÇOCUĞU
STEVE MCQUEEN,
YAKALANDIĞI AKCİĞER KANSERİ (MEZOTELİOMA) YÜZÜNDEN ALTERNATİF TEDAVİ GÖRMEK İÇİN GİTTİĞİ MEKSİKA’DA CUİDAD JUÁREZ’DE GEÇİRDİĞİ KALP KRİZİ SONUCU 50 YAŞINDA VEFAT ETMİŞTİ. 
ROMAN POLANSKİ VE EŞİ SHARON TATE

ASLINDA, ÇOK DAHA ÖNCE,
9 AĞUSTOS 1969 GÜNÜ,
ÜNLÜ YÖNETMEN ROMAN POLANSKİ’NİN KARISI AKTRİS SHARON TATE’İ ZİYARETE GİTMEK YERİNE, BAŞKA BİR RANDEVUYA GİTMESEYDİ, O DA CHARLES MANSON TARAFTARLARINCA O GÜN HUNHARCA ÖLDÜRÜLEN SHARON TATE VE DİĞER BEŞ KİŞİNİN ARASINDA OLACAKTI.

24 Mart 1930’da Beech Grove, Indiana’da Terence Steven McQueen olarak doğan Steve McQueen doğduktan hemen sonra onları terkeden babasını hiç tanımamıştı. Annesi de onu küçük yaşlarında terkedince, amcası tarafından büyütülmüş, 12 yaşında tekrar annesiyle buluşmuş ve Los Angeles’e taşınmış, ancak annesi 14 yaşında bu kez onu Chino Hills’deki asi çocukların gönderildiği bir islah evine yollamıştı. Chino'yu terkettikten sonra 1947-50 yılları arasında Amerikan Deniz Kuvvetlerine katılmış, 1952’de oyunculuk dersleri almaya başlamış ve 1955’de ilk filmi
A Hatful of Rain” ile kameralarla tanışmıştı.
The Great Escape filminden bu önemli sahne bir dönem Poster yapılmıştı.
1971-72 yıllarında sınıf arkadaşlarım bana bir doğum günümde
hediye etmişlerdi; Yıllarca odamın duvarını süslemişti.
Steve McQueen, 1960’da Akira Kurosawa’nın 1954 yılında senaryosunu da yazdığı ve çektiği
“Shinchinin No Samurai” (Yedi Samuray)
epik filminin Hollywood tarafından Western’e uyarlanmış olan ilk versiyonu ve en başarılısı olan (sonraları üç devam filmi daha çekilmişti) “The Magnificent Seven”
(Yedi Silahşörler)de
birçok ünlü oyuncu ile birlikte oynamış,
Vin Tanner karakterini canlandırmıştı.


Film tüm zamanların en popüler Western filmlerinden biri olmuş, Elmer Bernstein’in film için bestelediği özgün müzik, Oskar’a aday gösterilmiş, daha sonraki yıllarda Marlboro sigaralarının meşhur Western temalı “Marlboro Man” reklam kampanyası ile özdeşleşmişti.


Muhteşem 7 Silahşörlerin, muhteşem kadrosu, soldan sağa doğru;
Yul Brynner, Steve McQueen, Horst Buchholz, Robert Vaughn, Charles Bronson, Brad Dexter ve James Coburn
Steve McQueen Yedi Silahşörlerde
Steve McQueen’in en önemli filmi 1963’te çevirdiği The Great Escape (Büyük Kaçış) filmidir. Charles Bronson ve James Coburn ile birlikte rol aldıkları bu filmde,
II. Dünya Savaşı sırasında bir esir kampından toplu kaçış öyküsü anlatılmaktaydı.

Steve McQueen filmin bir sahnesinde kampı çeviren tel örgüler üzerinden motosiklet ile efsaneleşmiş bir atlayış yapmıştı. Gerçekte bu atlayışı yapan, uzaktan McQueen’e çok benzeyen, bir diğer motorsiklet meraklısı arkadaşı Bud Ekins’ti ve seyirci bu gerçeği yıllar sonra öğrenebilmişti.


1973’te bu kez Dustin Hoffman ile birlikte yine bir kaçış öyküsünde, Henri Charrière’nin gerçek bir kaçış öyküsünü anlattığı kitabından uyarlanan 1973 yapımı “Kelebek” (Papillon) filmiyle karşımıza çıkmıştı.

Steve McQeen favori otomobillerinden biri olan ve “Green Rat” (Yeşil Sıçan) adını taktığı
1957 model Jaguar XKSS’si ile yollarda hız deniyor...

Zayıf, fit vücutlu, sarışın, mavi gözlü, yakışıklı ve karizmatik bir adam olan Steve McQueen spora meraklıydı, özellikle de otomobil ve motosiklet yarışlarına...
Hızlı otomobilleri severdi...
Kullandığı otomobiller kadar kullandığı aksesuarlarla da dikkat çeken Steve McQueen’in
güneş gözlüğü: Persol 714 SM

Jaguar XKSS, 1957


McQueen haftanın her günü, günde ikişer saat olmak üzere, ağırlık kaldırma ve beş mil koşma gibi egzersizler yapardı. Ancak, marihuana ve kokain kullandığı da bilinirdi ve çağının diğer oyuncuları gibi o da bir sigara tiryakisiydi.
Asbeste maruz kalmaktan oluşan nadir bir akciğer kanseri türü olan Mezotelioma'ya yakalanmış ve alternatif tedavi görmek için Meksika'ya gitmişti. Asbeste, yarış arabalarını kullanırken giydiği ve yanmaya dayanıklı olması için asbestten imal edilen giysilerin neden olmuş olabileceği söylentileri yayılmış ancak açıklık kazanmamıştı.
ABD’de Gıda ve İlaç Bakanlığınca onaylanmayan ve Mexico'da bulunan “doğal” anti-kanser ilaçlarıyla yapacağı olağandışı bu tedavi için Meksika’ya gidişi ise tartışmalıdır.

O Amerikan sinemasının en yüksek ücret ödenen aktörlerinden biri olmasına rağmen, film çekiminin yapıldığı stüdyolardan, elektrikli traş makineleri, jean pantolonlar vs gibi bedava şeyler istemesiyle ünlenmişti. Ancak daha sonra bu tür şeyleri, kendisinin de çocukluğunda kaldığı islah evindeki gençlere hediye ettiği öğrenilmişti.
Steve McQueen, Ali Mac Graw ile Sam Peckinpah’ın yönettiği 1972 yapımı “Gateaway” filminde.
Üç kez evlilik yapmış olan Steve McQueen’in ikinci eşi, unutulmaz Love Story filminin,
güzel yıldızı Ali MacGraw idi ve
5 yıl evli kalmışlardı.


Steve McQueen’i en son, her zamankinden farklı bir şekilde, biraz kilo almış olarak ve saç sakal karışmış vaziyette, 1978’de Norveç’li yazar Henrik Ibsen’in “En folkefiende” adlı eserinden Arthur Miller tarafından senaryolaştırılmış
ve George Shafer tarafından yönetilen
“An enemy of the People”
(Halk Düşmanı) filminde  Dr. Thomas Stockmann rolünde Bibi Andersson ile birlikte izlemiştim.
Steve McQueen’in ölümünden önce son kez rol aldığı film ise, 1980 yılında çevrilen
“The Hunter” (Avcı) idi.
Steve McQueen’in ölmeden önceki son hali.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Hiç bir zaman yüreklerden silinmeyen aktör.
ABD li tek sevdıgım aktör..

Unknown dedi ki...

Hiç.unytmayacagım seni.

butterfly dedi ki...

çok aydınlatıcı bilgiler teşekkürler:))

Unknown dedi ki...

Çocukluğumun aktörü, seni unutmayacağım