Sayfalar

30 Aralık 2013 Pazartesi

121 YIL ÖNCE BUGÜN, ANKARA’YA İLK KEZ TREN GELMİŞTİ.



TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:

31 Aralık 1892;



121 YIL ÖNCE BUGÜN,
DEUTCHE BANK’IN DA KATILIMCISI OLDUĞU GRUBUN YAPTIĞI DEMİRYOLU
ANKARA’YA ULAŞMIŞ,
İLK TREN ANKARA GARI’NA
TÖRENLE GİRMİŞTİ.

İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun bir etabı olan İzmit-Ankara hattı, 1892’de tamamlanmış ve 31 Aralık günü Anadolu Şimendiferi ilk kez Ankara’ya ulaşmış, bunu sevinçle karşılayan Ankara’lılar günün anısına tören düzenlemiş ve “Hoşgeldin Takı” kurmuşlardı. 

Anadolu Şimendiferi’nin Ankara'ya ulaştığı ilk günü fotoğrafla belgeleyenServet-i Fünun Dergisi. 
Türk tiyatrosunun ilk kurucularından olan
Ahmet Fehim Efendi, Ankara Balık Pazarı’ndaki Kocamanoğlu Tiyatrosu’nda temsiller vermek üzere, İstanbul’dan Ankara’ya gelmişti. Ahmet Fehim Efendi, henüz hattın tamamı kullanıma açılmadığından yolculuğun Geyve’ye kadar olan bölümünü trenle yapabilmiş ve sonunda o zamanlar için bozkır olan Ankara’ya varabilmişti.
Ankara Gar Binası 1910 (yoldan)
Ankara Gar Binası 1913
Ankara Gar Binası 1927



O Ankara’ya trenle gelememişti ama, onun resim ve tabela konusundaki ünü o günlerde Ankara’ya gelecek olan Treni karşılamak için telaşlı bir hazırlık içerisindeki Ankara Valisi Abidin Paşa’ya ulaşmıştı.
Ankara Gar Binası 1930 (Meydandan)
Ankara Gar Binası 1930
Ankara Gar Binası 1930

Ankara Gar Binası 1930

485 kilometrelik hattın tamamlanmasına günler kala, Vali Ahmet Fehim Efendi’yi makamına çağırtmış ve ona, daha önce badanalattığı Ankara kalesi duvarlarından tren yolundan görünür olanının üzerine, uzaktan rahatça görülebilecek büyüklükte bir Osmanlı Arması yapma görevini vermişti. Vali’nin istekleri bununla da sınırlı kalmamış, Ahmet Fehim Efendi’den şehrin süslenmesi ve güzel taklarla donatılması işinde de Milli Eğitim Müdürü’yle birlikte çalışmasını istemişti.
Ankara Gar Binası 1930
Ahmet Fehim Efendi yanına vaktiyle Ankara’ya yerleşmiş eski bir nakkaş olan Yanko’yu da alarak hemen işe koyulmuş, kalenin daha önce badanalanmış olan duvarına yaklaşık kırk metrekare büyüklüğünde öyle bir Osmanlı arması resmetmişti ki; kullandığı güçlü renkler sayesinde Osmanlı arması, tam Valinin istediği gibi çok uzaklardan bakıldığında bile hemen göze çarpmıştı.


Ankara Gar Binası ve çevresi, havadan görünüş


Ankara İstasyonu’ndan kalkan bir tren, Elmadağ istikametinde ilerlerken.
Cebeci, Kurtuluş civarından çekilen bu fotoğrafta arkada Ankara Kalesi görülmekte, trenin arkasında kalenin etekleri ise günümüzün Hacettepe’si.

Aynı zamanda sinema sanatçısı ve yönetmen de olan ilk Tiyatro sanatçılarımızdan Ahmet Fehim Efendi, tanınmış hattatlardan Abdülkadir Efendi’nin oğlu olarak 1856’da Üsküdar’da doğmuştu. Kısa bir tahsilden sonra Tophane fabrikasına girmiş, tornacılık öğrenmiş ve Sanayi Mektebi Torna Hocası olmuştu.
1876’da Tiyatroya adım atmış, ilk defa ünlü Gedikpaşa Tiyatrosu’nda “Sağırlar” adlı bir tercüme piyeste uşak “Bonafis” rolü ile zamanın büyük tiyatro sanatkarı Fasulyaciyan’ın dikkatini çekmiş, 1879’da Fasuyaciyan’la birlikte Bursa’ya gitmiş ve orada Ahmet Vefik Paşa’nın himayesindeki tiyatroda Moliere’den tercüme oyunlarda büyük başarı kazanmıştı. Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa’dan ayrılmasıyla tiyatro dağılınca, kendisi kurduğu bir grupla çeşitli kentleri dolaşarak temsiller vermiş, en sonunda da Ankara’ya gelerek orada 2,5 yıl hem tiyatro sanatçılığı hem de tabelacılık yapmış ve geçimini böyle sağlamıştı.
Ahmet Fehim Efendi, Mınakyan ve Kınar Sıvacıyan Hanım ile birlikte sahnede.
Daha sonraki yıllarda tekrar İstanbul’a gelen, bir süre Gedikpaşa Tiyatrosu’nda çalışan Ahmet Fehim Efendi, daha sonra Mınakyan’ın Osmanlı Dram Kumpanya’sına katılmıştı. I. Dünya Savaşı’ndan sonra sinemada da yer almış, Türk Sineması’nın ilk döneminde Malül Gaziler Cemiyeti adına filmler çekmişti. İlk filmi olan “Mürebbiye”yi hem yönetmiş hem de başrolünde oynamıştı. Kendi adına bir Vodvil Tiyatrosu kuran ve hayatının sonuna kadar bu tiyatro’da çalışmalarına devam eden sanatçı son yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun temeli olan Darülbedayi’de komedi hocalığını da yürütmüştü.
2 Ağustos 1930’da İstanbul’da vefat eden Ahmet Fehim’in kabri Büyükada’dadır.

...

Ahmet Fehim Efendi, Ressam ve Karikatürist Münif Fehim Özarman’ın (1899-1983) babasıdır. Öğrenimini Üsküdar Sultanisi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yapan Münif Fehim Özerman, 1921 yılında İleri Gazetesi’nde basın hayatına atılmış, karikatür, resim, fotoğraf, sinema ve tiyatro ile uğraşmıştı.
Ancak esas ününü ilüstratör olarak yapmış, kitap kapakları, dergi ve kitap illüstrasyonları ile yayıncılık ve grafik tasarım tarihinin temel taşlarından biri olmuştu. Refik Halit’in “Gurbet Hikayeleri”, Peride Celal’in “Yaz Yağmuru” ve yüzlerce kitabın kapağını çizen Münif Fehim, bir dönem, “Tarihten Çizgiler”, başlığı altında karikatürler de çizmiş; bu köşe çok beğenilince Salih Erimez köşeye devam etmişti… İkdam, Vakit, Son Posta, Aydede, Akbaba, Yedigün, Yirminci Asır, gazete ve dergilerinde çalışmış, bir ara Reşat Nuri Güntekin, Mahmut Yesari ve İbnülrefik Ahmet Nuri ile Kelebek dergisini yayımlayan Münif Fehim Özarman, 1983 yılında vefat etmişti.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

121 yıl evvel yapmış demir yolu bu güne bir nüve oldu yapanlarin ruhları şağdolsun.