Sayfalar

4 Aralık 2013 Çarşamba

8 YIL ÖNCE BUGÜN TÜRKİYE’NİN İLK KADIN MİMARLARINDAN CAHİDE AKSEL TAMER VEFAT ETMİŞTİ.


TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:
5 ARALIK 2005;


8 YIL ÖNCE BUGÜN,

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN MİMARLARINDAN VE RESTORATÖRLERİNDEN 

CAHİDE AKSEL TAMER

90 YAŞINDA VEFAT ETMİŞTİ.
22 Mayıs 1929 Cahide Aksel (solda) kızkardeşi İhsane ile.

Birinci Dünya savaşı sırasında ağır yara alarak hasar gören Yavuz Zırhlısı’nı getirildiği Kasımpaşa tersanesinde onararak tekrar savaşa katılmasını sağlayan Gemi İnşaiye Mühendisi ve Deniz Binbaşı Ahmet Saim Aksel ve Mukaddes hanımın kızları olarak 1915’te İstanbul’da dünyaya gelen ve küçük yaşta babasını kaybeden Cahide Aksel ilk öğrenimini Kadıköy Onuncu İlkokulu’nda, Orta Okulu Kadıköy Ortaokulu’nda, Lise öğrenimini ise Erenköy Kız Lisesi’nde tamamlamıştı.
Cahide Aksel’in erken yaşta kaybettiği babası  Deniz Binbaşı ve Mühendis Ahmet Saim Aksel Heybeliada Deniz Harp Okulu 27 Mart 1894 mezunu dönem arkadaşlarıyla. (not: Cahide’nin) 
Cahide Aksel (beyaz elbiseli) kız arkadaşı ile 1933


Güzel Sanatlar Akademisi’nde Resim Bölümü Namık İsmail ve İbrahim Çallı Atölyelerinde (1935) Resim dersleri almıştı.
İbrahim Çallı’nın fırçasından Cahide Aksel
Hakkı Anlı’nın fırçasından Cahide Aksel
Ressam Halit’in fırçasından Cahide Aksel, 1935

Aynı tarihlerde Türk Tezyini Sanatı Bölümü’nde Tuğrakeş İsmail Hakkı Altınbezer’den Tezhip, Kamil Akdik’ten Hat, Süheyl Ünver’den Minyatür, Necmettin Okyay’dan Cilt ve Ebru, Vasıf Sedef’ten Sedef kakmacılığı ve Fevzi Bey’den de Çini Sanatı dersleri almıştı. Mimarlık Bölümü’nde Sedat Hakkı Eldem’in öğrencisi olmuş ve 1943 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuştu.



1943-1956 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde Restorasyon Murakıbı (denetleyicisi), Yüksek Mimar olarak İstanbul Rölöve Bürosu, İstanbul Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde görev yapmıştı.
Cahide Aksel Topkapı Sarayı Restorasyonu sırasında
ziyarete gelen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile birlikte, 1949

1947 yılında, Boğaziçi’nin ayakta kalabilen en eski yalısı olan (1699) Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Kurtarma Projesinde de çalışmıştı. 31 Mart  1946’da kurulan “Türkiye Anıtlarının korunması ve Onarılmasına Yardım Derneği” bu tarihi yapıyı yıkılma tehlikesine karşı korumak amacıyla 5 bin lira ayırarak derneğin Müşavir Azası ve aynı zamanda dönemin Topkapı Sarayı Müdürü olan  Tahsin Öz Bey’e göndermiş o da bu parayı kullanması için Cahide Aksel Tamer’in emrine vermişti. Aynı zamanda Topkapı Sarayı Restorasyonundan kalan hurda putrel, kereste, tahta ve demir parçaları da yalıya götürülmüştü.


Cahide Aksel Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı önünde onarım kabul heyeti ile, 1947
Soldan sağa: Kontrolör Y. Mimar Cahide Tamer, Müteahhit Hüsnü Eçe, İstanbul’u Sevenler Derneği’nden Melek Celal, Topkapı Sarayı Müdürü Tahsin Öz, Y. Mimar Mustafa Ayaşlıoğlu, Müteahhit Kalfası Ziya Kalfa.
Cahide Aksel Tamer Arşivi

O günleri mimar şöyle anlatıyordu: 
“...İşe başlarken direklerin durumu pek güven vermedi. Dalgıçlar vasıtasıyla denizin dibini incelediğimizde gördük ki onbir tane direkten sadece bir tanesi zemine oturuyor, ötekilerin tümü adeta yüzüyor. Kayıkhane olarak kullanılan oyuğun ise binayı taşıyan temel duvarı yıkılmış. Yalı denize doğru çökmek üzereydi...
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı, Cahide Aksel Tamer Arşivi
“...Önce vapurların yalının uzağından geçmeleri için şehir hatlarını ikna ettik. Onarım esnasında en büyük zorluk vapurların dalgalarıydı. Topkapı sarayı’ndan getirdiğimiz 8 metrelik putrel çok işe yaradı ve divanhanenin denizin üzerindeki köşesini bununla karaya bağladım. Denizin dibindeki yıkılan temel duvarlarını taşla öremeyince çimento torbalarını dalgıçlarla indirip duvar gibi ördük. Yalıyı çökmekten kurtarmıştık. Sonra damı yeniledik, ahşap tabanları meşeyle takviye ettik. O günkü rayiçle de çok yetersiz olan 5 bin lirayla amacımıza ulaştık...
Oktay Ekinci - Cumhuriyet Dergi, 2 Şubat 1997

1952 yılında bilgisini arttırmak için Fransa’ya gitmek isteyen mimara bir yetkili tarafından “paramız yok ki restoratör mimara da ihtiyacımız olsun” cevabı verilince çok şaşıran Cahide Aksel Tamer,
“...Halbuki Atatürk’ün daha 1931 yılında Konya’dan Başbakan’a çektiği telgraf hepimizin gönlündeydi. Atatürk, zengin bir devlet olmasak bile tarihi zenginlikleri kurtarmak zorunda olduğumuzu söylüyordu. Demek ki anlayış değişiyordu...
demişti.
Oktay Ekinci - Cumhuriyet Dergi, 2 Şubat 1997

1954-1970 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler Koruma Encümeni Mimarı olarak çalışmış, bu görevi sırasında (1958-1970) oniki yıl süren Yedikule’de Altın Kapı ve Küçük Altın Kapı restorasyonlarında bulunmuştu. 1956-1974 yılları arasında İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü bünyesinde çeşitli tarihsel yapıların onarımlarını gerçekleştirmişti.
Cahide Aksel Tamer Yedikule Surları üzerinde, 1959





“Bu iş şiir yazmak gibidir.

Hissedeceksiniz. Ben bir eski eseri tamir öncesi gördüğümde bunu nasıl restore ederim diye, hayal ederim. Önemli olan sizden sonraki tarihçilere işi dejenere etmeden ulaştırmaktır. 

Ve aynı zamanda da iklim koşullarından korumaktır.”


“Kubbelerde Yüksek Ökçeler: Cahide Tamer ile Röportaj”dan
Derya Nüket Özer,
Ekim 2005



30 yılı aşkın meslek yaşamında onarımını gerçekleştirdiği yüzden fazla yapıt arasında külliye, saray, hisar, sur, kale, su kemeri, cami, medrese, türbe, tekke, imaret, kervansaray, sıbyan mektebi, kilise, sebil, hamam gibi çeşitli türde yapılar bulunan Cahide Aksel Tamer, Aya İrini Kilisesi Restorasyonu, Chora (Kariye) Manastır ve Kilisesi Restorasyonu, on yıl süren Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Restorasyonuna da katılmıştı.

Cahide Aksel Tamer yüksek topuklu ayakkabıları ile Ayasofya’nın kubbesinde, 1956


“Yüksek topuklu ayakkabılarım ile Ayasofya'nın kubbesine de çıktım, şantiye tulumlarımla Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin duvarlarının üstünde de dolaştım. 
Restorasyon çalışmalarından çok keyif aldım, yaptığım işleri sevgiyle nakış gibi işledim.”

aynı Röportaj”dan

Cahide Aksel Tamer Rumeli Hisarı Restorasyonu’nda


 Cahide Aksel Tamer ayrıca, Rumeli Hisarı Restorasyonu ve hisar içerisinde Tiyatro Sahnesi yapımı işlerinde de çalışmıştı. Rumeli Hisarı restorasyonu sırasında Fatih Kulesi’nde çalışan mimar, kulenin orijinal döşemesini de yapmak istediğinde 8 metrelik bir ahşap kirişe ihtiyaç duymuş, ancak o dönemde piyasalarda o boyutta bir ahşap bulunamadığından, tam vazgeçmeye karar vermişken, çalışmaları incelemeye gelen dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a sorunu iletmiş, o da Orman Genel Müdürlüğü’ne bu çalışkan kadın mimarın her türlü isteğinin karşılanması talimatını vererek 8 metrelik kiriş de dahil istediği her türlü kerestenin teminini sağlamıştı.

Cahide Aksel Tamer, Rumeli Hisarı Restorasyon sonrası açılış töreninde Cumhurbaşkanı Celal bayar ve Başbakan Adnan Menderes ile. 29 Mayıs 1958


Celal Bayar’ın 1955’de Rumeli Hisarı Restorasyonu’nu inceleme gezisinde solunda Cahide Aksel Tamer, sağında dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay.

“Restorasyon tarihimizin büyük çaplı ve önemli çalışmalarından biri Rumelihisarı onarımıdır. 1955'te ben Fatih Kulesi, Selma Emler de Halil Paşa Kulesi kontrolörü olarak görevlendirildik. Rumelihisarı'nda Zağanos Paşa Kulesi'nden Halil Paşa Kulesi'ne kadar olan kısım ile Fatih Kulesi yanındaki sur kısmı Mualla Eyüboğlu tarafından, bunlar dışındaki bütün bölümler benim tarafımdan onarıldı.”
aynı Röportaj”dan

Rumeli Hisarı restorasyonunda 3 kadın mimar;
Mimar Cahide Tamer, Yüksek Mimar Mualla Eyüboğlu Anhegger*,Yüksek Mimar Selma Emler, İtalyan Ressam ve Mimar 
Edoardo De Nari ile birlikte.
* Mualla Eyüboğlu Anhegger, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kız kardeşidir.

Cahide Aksel ile Hadi Tamer’in evlilik resimleri, 1946
15 Ağustos 1946’da hayatını Kimyager Hadi Tamer ile birleştiren Cahide Aksel Tamer, Yedikule surları restorasyonu’ndaki başarısı nedeniyle 1961'de Fransız Hükümeti Kültür Bakanlığı tarafından “Chevalier de l'Ordre des Arts et des Lettres” (Sanat ve Edebiyat Şövalyesi) Nişanı ile ödüllendirilmiş, son olarak da 10 Aralık 1993’te Mimarlar Odası tarafından “Meslekte 50. Yıl” plaketi verilmişti.

“Cahide Tamer’e 10 Aralık 1993 günü Pera Palas’ta düzenlenen ‘Kuşaktan Kuşağa Mimarlar’ yemeğinde Mimarlar Odası’nın ‘Meslekte 50 yıl’ plaketini vermiştik. Alkışlar dindikten sonra
‘Bu benim için ne büyük mutluluk’
demiş ve eklemişti;
Fransızlar şövalye nişanı verdiklerinde,
keşke önce bizimkiler hatırlasalardı diye düşünmüştüm …”

Oktay Ekinci
Cumhuriyet Dergi,
2 Şubat 1997


Cahide Aksel evinde İbrahim Çallı’nın yaptığı yağlı boya portresinin önünde, 1998

Cahide Aksel Tamer, 1947 yılında çalıştığı Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Restorasyonu ile ilgili onarımın şantiye defterlerini de saklamıştı.
Sedat Hakkı Eldem’in çiziminden Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Divanhanesi, 1940

Bu çalışmanın ayrıntıları, fotoğrafları ve günlük notları o dönemde mimar Zeki Sayar tarafından çıkartılan “Arkitekt” dergisinin 1947 yılına ait 11-12 sayısında yayınlanmıştı.





Alberto Pasini, Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı’ndan Rumelihisarı, 1868
İtalyan Oryantalist ressam Alberto Pasini (1826-1899), 1855’te Théodore Chassériau, Alberto Pasini’yi Fransız İcra Bakanı Nicolas Prosper Bourée’ye yanında İran’a götürmek üzere önermiş, Pasini, Trabzon limanına varmadan önce İran ve Ermenistan’ın kuzeyinden dönerek Bakana eşlik etmişti. Daha sonraki gezilerde Mısır, Kızıldeniz, Arabistan, İstanbul ve İran’ı da ziyaret etmiş, bu gezilerdeki izlenimlerini, çok detaylı oryantalist resimlere dönüştürmüştü.
1866’da Fransız Büyükelçisi olan ve Sultan Abdülaziz’i de 1867 Paris Uluslararası Fuarına davet eden Nicolas Prosper Bourée Ekim 1867’de Alberto Pasini’yi tekrar İstanbul’a çağırmış, Sultan Abdülaziz tarafından sipariş edilen dört resim için Türkiye’ye dönmüştü.
Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı
Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı’nın Rumelihisarı’ndan görünüşü, 1890’lar.

Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff*
Nicholas V. Artamonoff’un 1935-45 yılları arasında çektiği fotoğraf koleksiyonundan

Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff
Boğaziçi’nin günümüze ulaşmış en eski yalısıdır. Amcazade Hüseyin Paşa için bir sayfiye yalısı olarak inşa edilmiştir. 26 Ocak 1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması’nın bu yalıda imzalandığı bilinir.
Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff

Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff
Yalı, harem ve selamlık birimlerinden oluşuyordu; ancak, yalnızca selamlık dairesinin divanhanesi olarak bilinen yapı günümüze ulaşmıştır. Özgün yapıda harem dairesi ile selamlık dairesini bir bahçe ayırıyordu. Harem, fotoğraflardan anlaşıldığına göre iki katlı, iki sofalı ve ortalama 15-20 odalı bir yapı olup, 1893 Rus Savaşı sırasında buraya yerleştirilen göçmenler nedeniyle tahrip olmuştur.
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı Divanhanesi, Nicholas V. Artamonoff koleksiyonundan
Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff
Selamlık binası, hamam, mutfak, uşak dairesi gibi ek binalardan oluşuyordu. 19.yüzyıl’ın ikinci yarısında, harem yok olmadan önce, selamlık binasının arkasında ek bir bina yapılmış, bunun için selamlığın iki odası, sofası ve bazı müştemilat binaları yıkılmış, geriye yalnızca divanhane kalmıştır. Divanhane “T” biçimli bir plana sahiptir. Kare planlı, ahşap kubbeli orta sahının etrafında, biri deniz üzerinde olmak üzere üç yönde birer kanat çıkıntı yaratır.


Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff
Fotoğraf: Nicholas V. Artamonoff
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı Divanhanesi, Nicholas V. Artamonoff koleksiyonundan,
1935-45
Divanhanenin kesidi
1650-1750 yıllarında yaygın olan bu plan tipinin kökeni Orta ve Ön Asya’ya kadar indirilir. Buradaki orta sahın avluya, kanatlar ise avluya açılan eyvanlara benzetilir. Kanatlar orta sahından Bursa kemerleriyle ayrılmış, üstleri aynalı tonozlarla örtülmüştür. İç mekân tamamen ahşap kaplamadır ve nakışlarla bezenmiştir. Altın varaklı ve tezhipli mimari elemanlar, duvar panolarındaki natüralist çiçek bezemeleri , tavanlardaki tezhipli şekiller ve bitkisel desenler yapının zengin iç mekân süslemesini yansıtır. Odanın ortasında havuz ve fıskiye vardı.




Amucazade Hüseyin Paşa yalısı onarım öncesi: Çıkma denize inen direklerle taşınıyor
Cahide Aksel Tamer Arşivi
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı restorasyon geçirdikten yıllar sonra, 1969’daki durumu.
Cahide Aksel Tamer Arşivi
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı, Cahide Aksel Tamer Arşivi
İç mekânın zengin süslemeci tasarımının aksine, dış mekân oldukça yalındır.Yapının en dikkat çeken özelliklerinden biri pencerelerinin çok alçak tutulmuş olmasıdır. Pencerelerin yüksekliğinin duvar yüksekliğinin yarısı kadar bile olmaması yapıda kendine has bir mekân ve ışık kompozisyonu yaratmıştır.
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı : Onarımda yalnızca temel yapısal problemleri çözülmüştü.
Cahide Aksel Tamer Arşivi
Amucazade Hüseyin Paşa yalısı : Onarım sırasında iç mekanın durumu
Cahide Aksel Tamer Arşivi
Pencere kapakları ve kepenkleri bugün mevcut değildir. Geniş bir saçağın yerine sonradan yapılmış olan baş silmesi dışında yapının dış cephesi özgünlüğünü korumaktadır.
Yalının taşıyıcı sistemini gösteren maket




















2007 yılında Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı’nın yap, işlet, devret ihalesini kazanan günümüzün parlak Müteahhiti Ali Ağaoğlu, tarihi binayı restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra butik otel olarak işleteceğini açıklamıştı. 8 Bin 711 metrekare alan üzerinde bulunan yalı arkeolojik ve restorasyon çalışmalarının ardından butik otel olarak İstanbul kültür mirasına katkıda bulunacakmış!..


Bir yandan bu değerli yalının kurtulacağına sevinmekle birlikte, bu çalışmanın arkasındaki isim beni şiddetli bir şekilde rahatsız etmekte.



* Nicholas V. Artamonoff: Tam adı Nicholas Victor Artamonoff. 1922 yılında 14 yaşındayken Robert Kolej Lise bölümüne kayıt yaptırmış, Mühendislik Fakültesi’nden 1930’da mezun olduktan sonra okulda üstlendiği idari görevleriyle birlikte tam 25 yıl geçirmişti. Bu yıllar içerisinde de Özellikle İstanbul’da olmak üzere birçok tarihi eserin fotoğraflarını çekmişti. Onunla ilgili daha ayrıntılı bilgi için: 
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/08/130813_artamonoff_gokhan_tan.shtml




Hiç yorum yok: