Sayfalar

22 Aralık 2013 Pazar

125 YIL ÖNCE BUGÜN, VINCENT VAN GOGH SOL KULAĞINI KESMİŞTİ.

TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:
23 ARALIK 1888;





125 YIL ÖNCE BUGÜN,

KRİZ GEÇİREN

VINCENT VAN GOGH

USTURA İLE SOL KULAĞININ

ALT KISMINI KESMİŞTİ.



Paris’te gerek çalışma hırsının, gerekse düşkün olduğu Montmartre’in zevk ve eğlencesinin, hem bedenen hem de kafaca yorgun düşürdüğü Van Gogh, Şubat 1888’de biraz dinlenmek ve daha yumuşak bir iklimde yaşayabilmek için Güney Fransa’ya Arles’e yerleşmişti. Van Gogh, burada dinlenmenin yanısıra hayallerindeki ütopik sanat kolonisini de kurmayı düşlüyordu. Koloniye katılmaları için çevre kasabalarda yaşayan ressamlarla (Eugène Boch, Dodge MacKnight vb.) görüşmüş ve arkadaşı Paul Gauguin’i de Paris’ten Arles’e davet etmişti. Hatta arkadaşına ona ithaf ederek yaptığı portresini de göndermişti.

Paul Gauguin’e ithaf edilmiş kendi portresi 1888, Tuval üzerine yağlı boya, 52 x 62 cm
ABD, Massachusetts-Cambridge Fogg Sanat Müzesi koleksiyonu
Başlangıçta Arles onun için bir hayal kırıklığı olmuştu, gelirken tedarikli gelmediği için dondurucu kış şarlarında tuhaf giyinişi ve sert tavırlarıyla halk tarafından yadırganmıştı. Tüm geliri kardeşi Theo’dan gelen paraydı ve maddi sıkıntı çektiği için, Mayıs ayına kadar kaldığı Hôtel Carrel’den pahalılığı nedeniyle çıkmış, önce Café de la Gare adlı otele, ardından da onun sayesinde “Sarı Ev” olarak ünlenen boş evin dört odasını kiralayarak iki yatak satın alıp yerleşmiş ve stüdyo olarak kullanmaya başlamıştı. Sarı eve yerleşmesinin hemen ardından, ünlü “Kafe Terasta Gece” adlı tablosunu bitirmişti.
Cafe Terrace at Night 1888, Tuval üzerine yağlı boya, 65,3 x 80.7 cm.
Hollanda, Otterlo Kröller-Müller Müzesi koleksiyonu

Günlerini, Arles kanalı üzerindeki İngiliz Köprüsü yakınlarında Port de Bouc’ta oyalanarak geçiriyor, gezinenlerin, köprüden geçen yük arabalarının ve kanalda çamaşır yıkayan kadınların resimlerini yapıyordu.
L’Anglois Bridge at Arles (Arles İngiliz Köprüsü) 1888, Tuval üzerine yağlı boya
Köln Wallraf-Richartz Müzesi koleksiyonu
L’Anglois Bridge at Arles with Women (İngiliz Köprüsünde çamaşır yıkayan kadınlar)1888, Tuval üzerine yağlı boya, Hollanda, Otterlo Kröller-Müller Müzesi koleksiyonu






Ağustos ayı boyunca seri olarak, İngilizce’de Güneş çiçekleri-“Sunflowers”, Fransızca’da da bizim gibi Güneşe dönen-“Tournesols” diye tanımlanan o çok ünlü “Günebakanlar” ya da “Ayçiçekleri” olarak bilinen tablolarını yapmıştı.
Günebakanlar 1. versiyon, tuval üzerine yağlı boya, 73,5 x 60 cm. 
Özel koleksiyon
Günebakanlar 2. versiyon, tuval üzerine yağlı boya, 98 x 69 cm. 
Japonya’da özel bir koleksiyondayken büyük bir ihtimalle
II. Dünya Savaşı sırasında 6 Ağustos 1945’te yangında kaybedildi.

Günebakanlar 3. versiyon, tuval üzerine yağlı boya, 91 x 72 cm. 
Münih, Yeni Pinakothek Sanat Müzesi koleksiyonu

Günebakanlar 3. versiyonun tekrarı, tuval üzerine yağlı boya, 92 x 72,5 cm. 
ABD, Philadelphia Sanat Müzesi koleksiyonu
Günebakanlar 4. versiyon, tuval üzerine yağlı boya, 92,1 x 73 cm. 
Londra, National Gallery koleksiyonu
Günebakanlar 4. versiyonun tekrarı, tuval üzerine yağlı boya, 95 x 73 cm. 
Amsterdam, Van Gogh Müzesi koleksiyonu

Uzun süre tereddüt ettikten sonra Van Gogh’un davetini kabul eden Paul Gauguin, Theo’nun parasal desteğiyle 23 Ekim 1888’de Arles’e gelmiş ve Sarı Ev’de Van Gogh’un kendisi için özel olarak hazırladığı odaya yerleşmişti.

Arles’te Sarı Ev, tuval üzerine yağlı boya, 94 x 76 cm. 
Amsterdam, Van Gogh Müzesi koleksiyonu


Sarı Evdeki Oda 2. versiyon, Eylül 1889, Tuval üzerine yağlı boya, 90 x 72cm.
Chicago Art Institute koleksiyonu.
1. versiyon 1888, 90 x 72cm., Amsterdam Van Gogh Müzesi koleksiyonu,
 3. versiyon 
Eylül 1889, 74 x 57,5 cm., Paris d’Orsay Müzesi koleksiyonunu.
Gauguin ve Van Gogh, Kasım ayı boyunca beraber resim gezilerine çıkmış, farklı resim teknikleri ve anlayışları üzerine uzun tartışmalar yapmışlardı. Bu dönemde Paul Gauguin Van Gogh’u tuval başında, Günebakan tablo serisini yaparken resmetmiş, ölümsüzleştirmişti.
Paul Gauguin- Van Gogh Günebakanları boyarken 1888, tuval üzerine yağlı boya, 91 x 73 cm.
Amsterdam, Van Gogh Müzesi koleksiyonu


İki ressamın da dengesiz duygusal yapıları yüzünden, bu sanat tartışmaları giderek kızışmaya başlamış, havaların bozulması ve dar bir mekanda birarada yaşıyor olmaları ise durumu daha kötü ve çekilmez bir hale getirmişti.

Bu arada, Van Gogh da arkadaşı Gauguin’in kendi portresini yapmasına, onun bir portresini yaparak karşılık vermişti.
Vincent Van Gogh, Kırmızı bereli adam 1888, tuval üzerine yağlı boya, 33 x 37 cm.
Amsterdam, Van Gogh Müzesi koleksiyonu
Ruhsal sağlığı bozulmaya başlayan Van Gogh, Gauguin’in bu tartışmalar sonucunda kendisini terk edip gideceğinden endişelenmeye başlamış, bu gergin durum, 23 Aralık 1888 gecesi bir krizle sonuçlanmıştı. Olağan bir kavga sonucu hışımla evden çıkan Gauguin’in ardından fırlayıp onu  bir süre takip eden Van Gogh, daha sonra eve dönmüş ve sol kulağının alt kısmını usturayla keserek kopartmıştı.
Vincent Van Gogh, Otoportre-Parçalanmış Kulak 1889, tuval üzerine yağlı boya, 31 x 40 cm.
Oslo, Ulusal Galeri koleksiyonu

Koparttığı parçayı bir beze ya da kağıt parçasına sarmalayıp kasabadaki genelevde çalışan Rachel isimli bir fahişeye vermiş ve orada bayılmıştı. Geneleve çağrılan polisler, baygın halde buldukları Van Gogh’u hastaneye kaldırmışlardı. Tüm bunlar olup biterken Gauguin olay yerinde olmamasına rağmen tutuklanmış, ardından durum anlaşılıp serbest bırakıldığında hemen Theo’yu aramış ve kardeşinin yanına gelmesini rica etmişti. Paul Gauguin 3 gün sonra 26 Aralık’ta Arles’den ayrılmış, Paris’e dönmüş ve bir daha kesinlikle Van Gogh’la görüşmemişti.
Vincent Van Gogh, Otoportre-Bandajlı Kulak Ocak 1889, tuval üzerine yağlı boya, 45 x 51 cm.
Özel Koleksiyon

Kan kaybı ve ruhsal bunalım sebebiyle birkaç hafta hastanede kalan Van Gogh, Ocak 1889’da hastaneden çıkmış, atölyesine dönmüş ve sargılı kulağını gösteren portrelerini yapmıştı.
Vincent Van Gogh, Otoportre-Bandajlı Kulak Ocak 1889, tuval üzerine yağlı boya, 49 x 60 cm.
Londra, Courtauld Enstitüsü Galerisi koleksiyonu
Bu tabloda dikkat çeken küçük bir ayrıntı; arka duvarda asılı olan tablo Paul Gauguin’in tablolarını çağrıştırmakta...
Ancak halisünasyonlar ve zehirlenme paranoyası yüzünden Şubat ayı başında hastaneye geri dönmek zorunda kalmıştı. On gün hastanede kalıp çıktığında endişeli kasabalıların baskısı yüzünden Mart ayı başında tekrar ancak bu sefer polis zoruyla hastaneye kaldırılmış, arkadaşı Paul Signac’ın gözetiminde Nisan ayında evine dönmesine izin verilmişti. Artık kasabada istenmeyen adam ilan edilen Van Gogh, kardeşi Theo’nun da önerisiyle Arles’e 30 km uzaklıktaki Saint Rémy kasabasındaki akıl hastanesine yatmayı kabul etmiş, 8 Mayıs 1889’da kasabadan ayrılmıştı. 

“The Stary Night” Yıldızlı Gece 1889, tuval üzerine yağlı boya, 92,1 x 73,7 cm.
New York, Modern Sanatlar Müzesi koleksiyonu



Hastanenin müdürü ona atölye olarak kullanması için bir oda tahsis etmiş, Van Gogh da, ya pencereden dışarıya bakarak ya da hastabakıcı eşliğinde çıkabildiği bahçede çiçekleri, çınar ve zeytin ağaçlarını ve çeşmenin resimlerini yapmıştı. Acılarını ve sıkıntılarını, “Yıldızlı Gece” tablosundaki gibi, kıvrımlı dolambaçlı ağaçlar ve gökyüzünde döne döne ilerleyen korkunç bulutlarla resimlerine yansıtmıştı. Bundan sonra 1889 Temmuz’unun ortalarından 1890 kışına kadar birbirini izleyen delilik krizleri geçirmiş, resim yapamaz olmuştu.

Bir süre için sağlığına kavuşan sanatçı Paris’e  uğramış, orada tuvallerinin Theo’nun dairesinde yığılı olduğunu görmüş ve üzülmüştü. Mayıs sonunda Auvers-sur Oise’da, küçük, gösterişsiz Sanit-Aubin oteline, sonra da Ravoux kahvesine yerleşmiş, koleksiyoncu olan ve kendisine yakınlık gösteren, iki adet portresini de yapmış olduğu Doktor Gachet tarafından tedavi edilmişti.
Doktor Gachet’in Portresi 1890, tuval üzerine yağlı boya, 56 x 67 cm.
Özel Koleksiyon
Doktor Gachet’in Portresi, 15 mayıs 1990 tarihinde bir açık arttırmada, o güne kadar bir tablo için ödenen en yüksek fiyata, 82,5 Milyon Dolara satılmıştı.
Hayatını tehdit eden tehlike, tablolarındaki, buğday tarlaları üstünde uçuşan kargaların belirmesiyle açığa çıkmıştı. “Kargalı Buğday Tarlaları” onun son tablosu olmuştu.
Kargalı Buğday Tarlaları 1890, Tuval üzerine yağlı boya, 103 x 50.2 cm.
Amsterdam Van Gogh Müzesi


Sanatçı ölümü böyle üzüntü verici bir manzara içinde seçmiş ve 27 Temmuz 1890’da göğsüne bir kurşun sıkmış, iki gün sonra da ölmüştü.
Sakalsız Otoportre 1889 Eylül sonu, Tuval üzerine yağlı boya, 31 x 40 cm.
Özel Koleksiyon
Van Gogh bu son otoportresini doğum günü hediyesi olarak annesine vermişti. Van Gogh’un bu ilk ve tek sakalsız otoportresi, 1998 yılında New York’ta yapılan bir müzayedede 71.500.000 $’a satılmış tüm zamanların en pahalı tablolarından biri sayılmıştı.
Vincent Van Gogh’un ölümünden 6 ay sonra,
25 Ocak 1891’de Theo da 33 yaşında vefat etmiş, iki kardeş Auvers-sur-Oise mezarlığında yan yana gömülmüşlerdi.


Vincent Van Gogh’un hayatının bu son yılları ve özellikle arkadaşı ve meslekdaşı Paul Gauguin ile olan bunalımlı dönemi, 1956 yılında onun adaşı olan bir Hollywood yönetmeni, Liza Minnelli’nin babası, Vincente Minnelli tarafından “Lust for Life” (Yaşam için Şehvet) adıyla sinemaya aktarılmıştı. Filmde Vincent van Gogh’u Kirk Douglas, Paul Gauguin’i ise Anthony Quinn canlandırmışlardı.
Filmin çoğu sahnesinde yönetmen Minnelli, neredeyse birebir olarak Van Gogh tablolarının yaratıldığı ortamları canlandırmıştı.
Filmden bir sahne, Van Gogh (Kirk Douglas) Arles’de İngiliz Köprüsünü ve
kanalda çamaşır yıkayan kadınları resmederken.


ilgilenenler için “Lust for Life” filminin Trailer’i:

1 yorum:

anonim bey dedi ki...

Güzel çalışmanız için teşekkürler.