TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR: 5 EYLÜL 1877;

136 YIL ÖNCE BUGÜN,

BÜYÜK BİR SAVAŞÇI OLDUĞU KADAR ÖNEMLİ BİR POLİTİK LİDER VE GELENEKLERE ÇOK BAĞLI BİR FİLOZOF VE  DOĞAYA SON DERECE SAYGILI, İNSAN HAKLARINI SONUNA KADAR GÖZETEN BİR SOSYOLOG OLARAK TANIMLANMIŞ, BEYAZLARA KARŞI ELDE ETTİĞİ ZAFERLER İLE DİKKATİ ÇEKMİŞ, 25 HAZİRAN 1876’DA YERLİ KABİLELERE 5 YIL BOYUNCA KAN KUSTURMUŞ AMERİKALI GENERAL CUSTER VE 400 ASKERİNİ “LAKOTA”, “NAKOTA”, “DAKOTA” VE “CHEYENNE” YERLİLERİ İLE BİRLEŞEREK, LITTLE BIGHORN NEHRİ DÜZLÜĞÜNDE BOZGUNA UĞRATIP, ÖLDÜRMÜŞ OLAN, SIOUX’LARIN LİDERİ THASUNKE WİTKO (CRAZY HORSE-ÇILGIN AT) İNTİKAM PEŞİNDE OLAN BEYAZLAR TARAFINDAN PUSUYA DÜŞÜRÜLEREK AİLESİ İLE BİRLİKTE KATLEDİLMİŞTİ.

Yaşanan bu katliamın ertesinde Amerika tarihine “Gözyaşı Sürgünü” olarak geçmiş olan zorunlu göç ettirme faaliyetleri sonucunda Amerikan yerlilerinin kademeli olarak yok olmaları sağlanmıştı.

1940 yılında Dakota’da Rushmore dağının yontulmasıyla dört Amerikan Başkanının devasa kabartmaları yapıldıktan sonra, 1947 yılında Rushmore Dağı’nın 4 kilometre uzağında, Lakota kabilesi şeflerinden “Ayaktaki Ayı” Rushmore’un en az iki katı büyüklüğünde bir anıt yapılması için harekete geçmiş, bunun için Rushmore’da da çalışmış olan Polonya göçmeni Korczak Ziolkowski’ye teklif götürülmüş, heykeltraş derhal bu teklifi kabul etmiş ve Nevada topraklarına bakan yamaçta “Çılgın At”ın heybetli at üzerinde tasvir eden bir heykelini oluşturmaya başlamıştı.

Ziolkowski dinamitlerle, kompresörlü kazıcılarla ve el işçiliği ile sürdürdüğü çalışmasını öldüğü 1982 yılına kadar tek başına sürdürmüş, ölümünden sonra da on çocuğu babalarının bıraktığı mirası devralarak anıtı bitirmeye çalışmışlardı. Ancak anıt günümüze kadar hala tamamlanamamıştır.

Yapılan At üzerindeki “Çılgın At” figürü eliyle Dakota ovalarını işaret etmekte ve “Ait olduğum toprak, gömülü olduğum topraktır” demektedir adeta.

Anıt dağın hemen dibindeki bir tabelada 1909’da 87 yaşında ölen Lakota şefi “Kızıl Bulut”un şu ünlü sözü yer almaktadır:

“…Beyaz adam bize sayısını hatırlayamadığım kadar çok konuda söz verdi. Bunlardan sadece birini tuttu. En sonunda topraklarımızı elimizden alacağını söylemişti. İşte sadece bu sözünü yerine getirdi…”