2032 YIL ÖNCE BUGÜN,
ROMA İMPARATORLUĞU’NUN EPİK DESTANI OLARAK KABUL EDİLEN “AENEİS”İ YAZAN ROMALI
ŞAİR
PUBLIUS VERGILIUS MARO,
DESTANIN GEÇTİĞİ “ILION” (TROYA) KENTİNİ GÖRMEK
ÜZERE ÇIKTIĞI YOLCULUKTA HASTALANIP GERİ DÖNERKEN “BRUNDISIUM”DA (BRİNDİSİ)
ÖLMÜŞTÜ.
“Aeneis Destanı”nın ana karakteri Aeneas Troyalı bir kahramandır. Mitolojiye
göre Ankhises ve Afrodit’in oğludur, Troya Krallarının soyundan gelir ve
Hector’un kuzenidir. Troya’nın savunmasında önemli bir rol oynamışsa da sadece
Hector’un başarılarına erişememiş, Homeros onun ikinci adam durumunda
kalmasından ve bundan hoşnut olmamasından bahsetmiştir. Daha sonraki
efsanelerde Troya’ya ihanet ettiği görüşü bu iddiadan doğmuştur. Bir diğer
iddia ise Troya Savaşı sonrasında sağ kalan Troya’lılara önderlik ettiği ile
ilgilidir. Her iki durumda da anlaşılan odur ki Aeneas, annesi Afrodit’in koruması altında, omuzlarında babası Ankhises, elinden tuttuğu oğlu Askanius ile birlikte Troya yangınından kaçarak sağ olarak kurtulmuştur.
Vergilius, işte destanında
bu Troya Savaşı’ndan sonra Aeneas’in sağ kalmasıyla başlayan dönemi
işlemektedir. Aeneas, Savaştan sağ kurtulanlar ile birlikte önce Andrantos’a
(Altınoluk) gelmiş, sonra Kybele Kutsal koruluğundan kestikleri ağaçlarla inşaa ettikleri 20 gemi ile denize açılmışlardı. Rüzgar onları Kartaca’ya
sürüklemiş, sonra da orta İtalya’ya çıkmışlar, Tiber Nehri kıyılarında yerli
Sabinler ile karışarak Roma kentini kurmuşlardı. Aeneas, Troya’dan kaçarken
Troya’nın koruyucusu (kenti fethedilmez kılan) Palladion heykelini de
beraberinde getirmiş ve Roma kentinde kutsal ateşin tanrıçası Vesta’nın
tapınağında çok sıkı olarak korunmuştu. Torunları Remus ve Romulus Roma
İmparatorluğu’nu kurmuştu. Bu nedenle Aeneas, Roma’nın milli kahramanı ve
İmparator Augustus’un atası sayılmıştır.
Aeneas, İtalya’nın güneyinde Castro kıyılarında |
Tarihte Palladion’u elinde
bulunduran şehir hep önemli bir yere sahip olmuştu. Önce Truva ardından Roma,
Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olmuşlardı. Daha sonraki yüzyıllarda
Palladion’un İmparator Constantine tarafından Roma’dan Constantinopolis’e
(İstanbul) getirildiği ve günümüzde Çemberlitaş Sütunu olarak bilinen ve yine
Roma’da bulunan Apollon Tapınağı’ndan söktürülüp İstanbul’a getirilmiş ve
üzerindeki Apollon heykeli indirilerek yerine İmparator Constantine’in heykeli
yerleştirilmiş olan “Constantine Kolonu”nun altına gömüldüğü rivayet
edilmektedir. Belki de İstanbul’un çağlar boyu süren çekiciliği, önemi ve
ihtişamı da bu Çemberlitaş altında gömülü olan Palladion’dan gelmektedir.
Palladion |
Bir başka rivayette de
Çemberlitaş’ın altında Hz. İsa’nın çarmıhına ait parçaların ve “Kutsal Kase”nin
bile gömülü olduğu söylenmektedir.
Constantine Kolonu (Çemberlitaş) |
“Aeneas’ın sırtında babası ve elinde Palladion ile Yıkılan Troya’dan Kaçışı” Federico Barroci (1598) / Roma, Galleria Borghese |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder