TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:
17 KASIM 1869;
144 YIL ÖNCE BUGÜN,
AFRİKA ÇEVRESİNİ DOLAŞMAYA GEREK KALMADAN
AVRUPA İLE ASYA ARASINDAKİ TİCARETİ KOLAYLAŞTIRACAK
VE DENİZ TAŞIMACILIĞINI RAHATLATACAK SU YOLU,
AKDENİZ’İ KIZILDENİZ’E BAĞLAYAN SÜVEYŞ KANALI,
GÖRKEMLİ BİR TÖREN İLE AÇILMIŞTI.
Süveyş kıstağında sefere elverişli bir su yolu kurmak için ilk denemeler M.Ö. 2000 yılından sonra, Nil Deltası’nı Acı Göl aracılığıyla Kızıldeniz’e bağlamak için planlar yapılmış, muhtemelen Firavun Birinci Sesostris zamanında bir kanal kazılmıştı. M.Ö. 600 civarında Firavun İkinci Nekao zamanında Nil, Timsah Gölü ve Kızıldeniz arasında bir kanal açılmaya başlanmış, M.Ö. 3. yüzyılda II. Ptolemaios zamanında bitirilmiş ve Roma işgalleri sırasında kanal defalarca restore edilmiş ve terk edilmişti. M.S. 7. yüzyılda Aşağı Mısır’ın Arap kumandanı Amr bin As, kanalı tekrar açarak Nil Vadisinden Mekke’ye nakledilen tahıl için kullanmış, 8. yüzyılda Halife Mansur, kanalı askeri sebeplerden dolayı bloke etmiş ve kanal kullanılmaz duruma gelmişti.
Yeniden bir kanal kazılması için teşebbüse geçilmesi için 1000 yıldan fazla zaman geçmiş, 18. yüzyılın sonunda, Napolyon, Mısır’da bulunduğu sıralarda Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbiriyle bağlayan bir kanal yaptırmak istemiş, ancak Fransız ilim adamlarından kurulan bir heyet yanılarak Kızıldeniz’in sularının Akdeniz’in sularından 9 metre daha yüksek seviyede olduğunu iddia edip, havuzlarla çalışan bir kanaldan başka bir tür kanalın yapılamayacağını söyleyince bu proje terk edilmişti.
“Compagnie Universelle du Canal Maritime de Suez”in Paris Fuarındaki Pavyonu |
19. yüzyılda yeniden ele alınan kanal için Napolyon’un Mısır seferine katılan Lepére, İskenderiye-Süveyş arasında açılacak bir kanal tasarlamış ve bunu Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın hizmetindeki Fransız mühendisi Limand de Bellefonds düzenleyerek daha düz bir hat haline getirmiş ve Fransa’nın İskenderiye konsolosu Ferdinand Vicomte de Lesseps planı onaylamıştı.
Mısır Hidivliğine Lesseps'in dostu olan Said Paşa’nın gelmesi tasarıyı kesinleştirmiş, Lesseps Said Paşa’dan 30 Ekim 1854 ve 5 Ocak 1856 tarihli iki imtiyaz almıştı. 1854’de Said Paşa kanalın açılmasına izin vermiş, 15 Aralık 1858’de 200 milyon frank sermayeli “Compagnie Universelle du Canal Maritime de Suez” (Evrensel Süveyş Deniz Kanalı Şirketi) kurulmuştu.
"Günün Adamı” Ferdinand Vicomte de Lesseps, aynı zamanda İmparatoriçe Eugenie’nin yeğeniydi. |
Süveyş kanalının inşaat çalışmalarından |
Süveyş kanalının kazı çalışmalarından |
Süveyş Kanalı’nın inşaatına 25 Nisan 1859’da başlanmıştı. Kazma işinin yapılacağı bölge çöl olduğundan birçok güçlükler çıkmış, kazma işi 11 yıl sürmüştü. Önce 6 metre derinliğinde bir servis kanalı kazılmış ve mavnalarla lüzumlu malzemenin taşınması kolaylaştırılmıştı. Kahire yakınlarındaki Bulak bölgesinden başlayıp, batı-doğu itikâmetinde İsmailiye’ye kadar süren ve buradan da ikiye ayrılarak, kuzey-güney istikametinde devam ederek, birisi Port Said’e, diğeri Süveyşe ulaşan bu yardımcı kanaldan halk da istifade etmişti.
Süveyş Kanalı inşaatında, en büyük sorun finansman problemi olmuş, 130 milyon Fransız altını tahmin edilen harcamalar (41.860.00 dolar), 287 milyon Fransız altınına (92.414.000 dolar) ulaşmıştı. 10 sene devam eden çalışmalarda 20 bin işçi çalıştırılmıştı.
Bütün zorluklara rağmen, Süveyş kanalı 17 Kasım 1869’da trafiğe açılmıştı. Açılışa Mısır Hidivi İsmail Paşa tarafından, hem Ortadoğu hem de Avrupa ülkelerini temsil edecek şekilde birkaç bin kişi davet edilmişti.
Açılışta gemilerden müteşekkil bir konvoy düzenlenmişti. Kanala giren bu konvoyun başını Fransanın Emperyal Yatı “L’Aigle” ve güvertesinde İmparatoriçe Eugenie çekiyor, ikinci olarak ise Mısır Hidivlik yatı “Al Mahroussa” (El Horra) ve güvertesinde Hidiv İsmail Paşa geliyordu.
Üçüncü sırada ise İmparator Franz Josef’in sancağı ile Avusturya İmparatorluk yatı “Grief” (Griffin) gelmekteydi. Onları da sırasıyla Wales Prensi Edward, Prusya Veliaht Prensi Frederick, Aosta Dükü ve Hollanda Prensi Henry takip etmekteydi.
Suveyş kanalının açılışına gelen soyluların konuk edildiği İsmailiye’de Hidiv Sarayı |
İsmailiye’de Suveyş Kanalının açılış eğlenceleri |
Mısır Hidivi İsmail Paşa, Avusturya İmparatoru Franz Josef ve Fransız İmparatoriçesi Eugenie |
Üçüncü sırada ise İmparator Franz Josef’in sancağı ile Avusturya İmparatorluk yatı “Grief” (Griffin) gelmekteydi. Onları da sırasıyla Wales Prensi Edward, Prusya Veliaht Prensi Frederick, Aosta Dükü ve Hollanda Prensi Henry takip etmekteydi.
Fransız emperyal yatı “L’Aigle” 1859 |
Fransız emperyal yatı “L’Aigle” Port Said’den Suveyş Kanalı’na girerken. |
Fransız emperyal yatı “L’Aigle” İsmailiye’ye vardığında. |
Suveyş kanalının açılışında kanalda gemilerin alayı. |
1869’da tamamlanan ve aynı yıl açılış yapılan kanalın yönetimi Mısır hükümeti tarafından 99 yıllığına uluslararası bir şirkete devredilmişti. 1875’de İngilizler kanalın %44 hissesine sahip olmuş, kanal İngilizlerin ve Fransız özel sektörünün eline geçmişti.
26 Temmuz 1956’da Cumhurbaşkanı Nâsır’ın idaresindeki Mısır hükümeti kanalı millileştirerek şirketi tasfiye etmiş, Ekim ayında da İsrail, İngiltere, Fransa kuvvetleri Mısıra saldırmıştı. İngiliz ve Fransa birlikleri kanalın iki yanını işgal etmişler, ancak ABD ve Rusyanın kuvvetli baskıları sonucu bu birlikler BM kontrolünde geri çekilmişlerdi. Kanal Şirketi ilk önceleri Nâsırın millileştirmesini tanımayarak kanalı bildiği gibi idare etmeye devam etmişti. Nâsır kuvvet kullanmak istemediğinden bu durum bir müddet sürmüş, ancak Dünya Bankası 13 Temmuz 1958’de Mısır hükûmeti ile kanalın idaresi ve malî durumu üzerine bir antlaşma imzalayınca Kanal Şirketi mali yönden yıkılmış, kuruluş kendiliğinden ortadan kalkmış, hükümet, şirketin yurtdışı varlıklarından olan devlet hissesini hibe edip, 28,3 milyon Mısır lirası tazminat ödeyince de mesele kapanmıştı.
Kanal, 1967 yılındaki Arap - İsrail Savaşı’nın ardından, 1975 yılına kadar, tam sekiz yıl boyunca bütün geçişlere kapalı tutulmuş, 1975 yılında kalıntı ve mayınlardan temizlenerek yeniden açılmış, daha sonra 1980 yılına kadar süren bir çalışmayla genişletilmişti.
el-Kantara ve el-Ferdane arasında kanal boyunca ilk mavnalar |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder