TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR:
19 KASIM 1938;
75 YIL ÖNCE BUGÜN,
MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK’ÜN NAAŞI
ANKARA’YA GÖTÜRÜLMEK ÜZERE DOLMABAHÇE SARAYINDAN HAZİN BİR TÖRENLE YOLA ÇIKARILMIŞTI.
ANKARA’YA GÖTÜRÜLMEK ÜZERE DOLMABAHÇE SARAYINDAN HAZİN BİR TÖRENLE YOLA ÇIKARILMIŞTI.
10 Kasım 1938 günü saat 10:00’da, Mustafa Kemal Atatürk hayata veda edeli henüz 55 dakika geçmişti ki, önderin maskını alma görevini üstlenmiş olan Prof. Dr. Kenan Bey (Yontunç) fenalaşıp bayılmış, bu görevi Hıfzıssıhha Müzesi Müdürü Dr. Nuri Hakkı Aktansel yerine getirmişti.
Ulu Önderin vefatından 55 dakika sonra alınan mask Mustafa Kemal Atatürk’ün Yüz ve elinden alınan Mask’lar bugün Anıtkabir’de sergilenmektedir. |
Atatürk’ün 10 Kasım 1938 günü saat 9’u
5 geçe Dolmabahçe Sarayı’nda ölümü, Türkiye’de ve dünyada büyük bir yankı
uyandırmış, kendisine Ankara’da, 21 Kasım 1938’de bir cenaze töreni yapılmasına
karar verilmişti. Atatürk’ün naaşı Ankara’ya nakledilmeden önce Dolmabahçe
Muayede Salonu’nda 3 gün süreyle İstanbulluların saygısını sunması için
kalmıştı.
İstanbul’daki törenler sona erdikten sonra, Atatürk’ün naaşı Sarayburnu’ndan, Zafer Torpidosu’na, oradan da İzmit’e götürecek olan Yavuz zırhlısına iletilmiş, sonra ise Ankara’ya gönderilmek üzere trene nakledilmişti.
Cenazeye eşlik edenlerden birinin de Savarona yatı olması
cenaze törenini izleyenler açısından oldukça etkileyici olmuştu. Çünkü
Atatürk, Savarona yatına sahip olmayı çok istemiş, hatta yatın yapılması
sırasında, bir ara sabırsızlanmış ve “Bu Savarona’yı çok istedim, yoksa benim
mezarım mı olacak?” demişti. Nitekim olaylar onun tahmin ettiği şekilde
gelişmiş ve bu yata ancak hastalığının ilerlediği bir dönemde sahip
olabilmişti. Bu manzara, Atatürk’ün ölümünden dolayı duyulan üzüntüyü bir kat
daha artırmıştı.
Belirlenen programa göre, yabancı devletlerin savaş
gemileri Yavuz Zırhlısı’na, Ada açıklarına kadar refakat etmiş, daha sonra
başta İngiliz Malaya Zırhlısı olmak üzere bütün savaş gemileri birer birer
Yavuz Zırhlısının sağından geçip, geri dönmüşlerdi. Bu sırada gemilerin subay
ve erleri selam vaziyetinde sıralanmışlar, Yavuz Zırhlısı’nın güvertesinde
bulunan Başbakan Celal Bayar ve generaller de bu selama karşılık vermişlerdi.
Yavuz Zırhlısı 18:30’da İzmit’e gelmiş ve buradan Atatürk’ün naaşı Ankara’ya
gönderilmek üzere trene nakledilmişti.
Atatürk’ün naaşının Ankara’ya nakledilişi:
Atatürk’ün naaşının Ankara’ya nakledilişi:
Tren, İzmit’ten sonra geçtiği bütün istasyonlarda bir
süre durarak Bilecik, Eskişehir, Polatlı ve Etimesgut’tan sonra Ankara’ya
ulaşmıştı. Hat boyunca, trenin geçtiği yerlerde halk geç saate aldırmaksızın,
kimi zaman ellerinde meşalelerle, Atatürk’e son kez olsun saygısını sunmak
istemiş ve onu gözyaşlarıyla uğurlamıştı.
Atatürk’ün naaşı 20.11.1938 günü Ankara’ya ulaşmıştı. Tören hazırlıkları naaşın gelmesinden çok önce başlamış, cenazeyi karşılamak üzere başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak olmak üzere birçok kişi istasyonda hazır bulunmuştu. Bu arada cenaze, tren henüz gara girmeden önce, uçaklar tarafından Etimesgut’ta karşılanmış, saygı uçuşu yapılmıştı. Saat 10:00’da tren gara girmiş, basın ve halk bu anı görüntülemek için yoğun bir çaba harcamıştı. Basında, Atatürk’ün naaşının bulunduğu vagonun üzerinin ve yanlarının büyük bayraklarla kaplandığı, vagonda yüksek rütbeli subayların kılıçlarını çıkardığı, Atatürk’ün tabutu önünde saygı nöbeti tutulduğu ve tabutun dört ucunda elektrikli meşaleler yakıldığı belirtilmişti. Yine basında yer alan bilgilere göre, tren gara girdiğinde, İnönü vagona doğru yürümüş ve vagona girerek, başını eğmek suretiyle Atatürk’ün tabutunu selamlamış, tabut daha sonra Orgeneral Fahrettin Altay’ın nezaretinde vagondan alınarak bir top arabasına konmuştu.
Araba, istasyondan arkasından yürüyen Cumhurbaşkanı,
Başbakan, Mareşal Fevzi Çakmak, milletvekilleri, mülkî ve askerî erkân olduğu
halde hareket etmiş ve büyük bir kalabalık arasında bu kısa mesafeyi ancak on
sekiz dakikada tamamlayarak, Meclis binasına gelmiş, tabut orada etrafı çelenklerle dolu bir katafalk üzerine
konulmuştu.
Katafalkın üzeri beyaz tül bir ipekle kapatılmış ve onun da üzerine büyük bir bayrak sarılmıştı. Bayrağın bir ucu sütunların üzerindeyken, öbür ucu ise yerlere kadar uzanmıştı. Ayrıca katafalkın etrafında altı sütunun üzerinde meşaleler yakılmış, yüksek sütunlar ve beyaz ipekli defne dalları ve buketlerle donatılmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı II. TBMM önündeki katafalktan alınıp kortej hareket ederken |
Katafalkın üzeri beyaz tül bir ipekle kapatılmış ve onun da üzerine büyük bir bayrak sarılmıştı. Bayrağın bir ucu sütunların üzerindeyken, öbür ucu ise yerlere kadar uzanmıştı. Ayrıca katafalkın etrafında altı sütunun üzerinde meşaleler yakılmış, yüksek sütunlar ve beyaz ipekli defne dalları ve buketlerle donatılmıştı.
Tabutun yerine konulmasından sonra İnönü, Bayar, Mareşal
Fevzi Çakmak ve milletvekilleri tabutun karşısında başlarını eğmek suretiyle
saygılarını göstermişler, saygı duruşuna, Ankara Palas’ın balkonunda bulunan
yabancı askerî heyet başkanları da tabut katafalka konuluncaya kadar selam
vaziyetinde durmak suretiyle katılmışlardı. Bu sırada halk da, yoğun bir
şekilde yağan yağmura aldırmaksızın, ertesi gün sabaha kadar Atatürk’e olan
saygısını sunmuştu.
Cenaze töreninin
yapılacağı 21.11.1938 günü, yurt dışından gelen yabancı heyetler,
milletvekilleri, askerler, bürokratlar, halk büyük bir hüzün ve saygı içinde
bir araya gelmişlerdi. Saat 9:50’de Atatürk’ün naaşı bir top arabasına
nakledilmek üzere hazırlıklar başlamış; yaverler katafalkın üzerindeki atlas
bayrağı kaldırmışlardı. Tabutu götürecek olan 12 milletvekili iki tarafa
altışar olarak dizilmişler ve tabutu top arabasına yerleştirmişlerdi.
Saat onu on geçe top arabasının önünden saygı geçidi
başlamış, en önde mızraklı süvariler geçmiş, geçiş sırasında subaylar
kılıçlarıyla tabutu selamlarken, erler mızraklarını aşağıya doğru çevirmiş ve
başlarını tabuta doğru dönmüşlerdi. Onları sancaklarıyla topçular, muhafız
alayı ve Harbiyeliler takip etmişti.
Saat 10:35’te yabancı devletlerin gönderdikleri kıtaların
geçişi başlamış, Alman, Bulgar, Fransız, İngiliz, İtalyan, Yunan, İran,
Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya kıtaları Atatürk’ün naaşını bayrak ve kılıçlarıyla
selamlamışlardı.
Yürüyüş sırasında Cumhurbaşkanlığı Orkestrası, Chopin’in
matem marşını çalmış, top arabasının hemen arkasında siyahlar
giymiş bir vaziyette Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan ve eşi, onların
arkasında Cumhurbaşkanlığı kâtibi Hasan Rıza, Başyaver Celal ve yaverler,
onların gerisinde Cumhurbaşkanı İnönü, arkasında TBMM başkanı Abdülhalik Renda,
onun sağında Başbakan Bayar, solunda ise Mareşal Fevzi Çakmak ve onların
arkasında da misafir heyetlerin başkanları, delegeler ve sefirler yer
almışlardı.
Törene yabancı devletlerden, Afganistan, Arnavutluk,
Almanya, Belçika, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Mısır, İspanya, Estonya, ABD,
Finlandiya, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Norveç, Hollanda, Polonya, Romanya,
İsveç, İsviçre, Suriye, Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve
Milletler Cemiyeti’nin, Fransız Suriye manda idaresinin ve Duyunu Umumiye’nin
temsilcileri katılmıştı.
Etnografya Müzesi’ne götürülmek üzere Meclis’ten alınan Atatürk’ün
tabutu Halkevi’nin önünden geçerken o sırada Halkevi’nin müzeye bakan
balkonunda bulunan bir asker dikkatleri çekmişti. Bu asker İngiliz Kralı’nı
temsil etmek üzere törene katılmış olan Mareşal Bird Wood’du, Mareşal, Türkiye’ye gelirken bacaklarından rahatsızlanmış
ve yürüyemez bir hale gelmişti. Bu nedenle bir koltuk içinde balkona kadar
getirilmiş, ancak bacakları üzerinde duramayacak kadar rahatsız olan Wood, Atatürk’ün naaşı önünden geçerken, onu selamlamak üzere mareşallik asasına
dayanarak ayağa kalkmış ve sol ayağı üzerinde durarak Atatürk’ün naaşını
selamlamıştı. Bu sırada Wood, ayağını Türk toprağına basmak istediği için
ayağının altına toprak da serpilmişti.
Tören yürüyüşünde ayrıca milletvekilleri, askerî ve mülkî
erkân ile 63 ilin üçer kişilik heyetleri de bulunmuş, bunlardan sonra okulların
birer delegesinden meydana gelen taburlar ve onları takiben de bir piyade alayı
yer almıştı. Bu arada uçaklar sürekli olarak geçiş yapmış ve toplar
atılmıştı.
Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesi’ne taşınması
sırasındaki tüm güzergâhlar halk tarafından hınca hınç doldurulmuş, halk adeta
gözyaşlarına boğulmuştu.
Saat 12:00’de Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ne
ulaşmış, Müze’nin önünde Atatürk heykelinin etrafında altı meşale
yakılmıştı. Bu arada İnönü, Makbule Atadan, Abdülhalik Renda, Fevzi Çakmak ve
Bayar Etnografya Müzesi’ne girmiş; onları takiben de yabancı heyetler
kendilerine ayrılan yerlere yerleşmişlerdi.
Atatürk’ün tabutu saat 12.25’te
top arabasından indirilmiş ve 12 tümgeneral tarafından müzeye taşınmıştı.
Tabut, önce yeşil çuha kaplanmış bir kaide üstüne konulmuş, daha sonra da
kaidenin üzerinde beyaz mermerden yapılmış olan, lahde yerleştirilmişti.
Ankara’daki törende bunlar yaşanırken, Türkiye’nin diğer
yerlerinde de benzer törenler düzenlenmiş, yapılan saygı duruşu ve
konuşmalarla, Atatürk’e olan bağlılık ve onun ölümünden duyulan üzüntü
belirtilmişti.
Ebedi Şefimiz ATATÜRK’ün İstanbul ve Ankaradaki Cenaze Töreni
769 fotoğraftan oluşan bir albüm haline getirilmişti.
Bu albümün Ahmet Soyak tarafından hazırlanmış olan bir videosunu,
izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız.
https://www.youtube.com/watch?v=CVv7ZlrpGpQ
Fotoğrafları görmek için ise,
aşağıdaki linki tıklayınız.
https://www.facebook.com/ahmetsoyak/media_set?set=a.10153715538733850.1073742098.552778849&type=3
Fotoğraf ve Video Ahmet Soyak |
769 fotoğraftan oluşan bir albüm haline getirilmişti.
Bu albümün Ahmet Soyak tarafından hazırlanmış olan bir videosunu,
izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız.
https://www.youtube.com/watch?v=CVv7ZlrpGpQ
Fotoğrafları görmek için ise,
aşağıdaki linki tıklayınız.
https://www.facebook.com/ahmetsoyak/media_set?set=a.10153715538733850.1073742098.552778849&type=3
Atatürk’ün naaşı bir süre
Etnografya Müzesi’nde kalmış,
10 Kasım 1953’te, Ankara’da,
Anıttepe’de inşa edilen Anıtkabir’e
nakledilmişti.
Etnografya Müzesi’nde kalmış,
10 Kasım 1953’te, Ankara’da,
Anıttepe’de inşa edilen Anıtkabir’e
nakledilmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder