25 KASIM 1730;
283 YIL ÖNCE BUGÜN,
OSMANLI PADİŞAHI III.AHMED’İN TAHTTAN İNDİRİLMESİ İLE SONUÇLANAN VE LALE
DEVRİ’NE SON VEREN İSYANIN ÖNDERİ OLAN ARNAVUTLUK HORPEŞTE’Lİ (GÜNÜMÜZDE ORESTİDA),
İSTANBUL’DA HAMAM TELLAKLIĞI VE ESNAFLIK DA YAPMIŞ OLAN, YENİÇERİLER VE YAKIN
HEMŞEHRİLERİ ARASINDA KORAMİRAL ANLAMINA GELEN LAKABIYLA BİLİNEN
“PATRONA
HALİL”
İSYANA KATILAN YANDAŞLARI İLE BİRLİKTE YENİ TAHTA ÇIKAN PADİŞAH I.
MAHMUT TARAFINDAN ÖLDÜRTÜLMÜŞTÜ.
Patrona Halil'in Jean-Baptiste van Mour tarafından yapılmış portresi |
On yedinci Ağa Bölüğü Yeniçerisi Halil’in
İstanbul meyhanelerine devam ettiği, devamlı alkol aldığı ve ihtilal
yandaşlarını da bu meyhanelerde tanıdığı bilinmektedir.
Jean-Baptiste van Mour - Merasim elbisesiyle bir Yeniçeri 1700
Tuval üzerine yağlı boya, 39,5 x 31 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Padişah III. Ahmed |
Sadrazam Nevşehirli
Damat İbrahim’in zevk ve sefaya düşkünlüğünün yanı sıra Yeniçerilerin uzun
süredir maaş alamaması ordu içerisinde huzursuzluğa neden olmuş, İran
seferinden olumsuz haberler gelmesi üzerine de Patrona Halil ayaklanmayı
kışkırtanların telkinleri ile Yeniçerileri örgütlemiş ve 28 Eylül 1730'da Beyazıt
Camii’nin Kaşıkçılar Kapısı tarafından yürüyüşe geçerek, daha sonra kendi adını
alacak olan İstanbul ayaklanmasını başlatmıştı. Bu sırada esnafı da dükkanlarını kapatarak kendilerine katılmaya ikna eden isyancılar, hapisaneleri de boşaltmışlardı.
Jean-Baptiste van Mour - Padişah III. Ahmed’in Fransız elçisini kabulü 17 ekim 1724. |
Jean-Baptiste van Mour - At Meydanı’ndan Sadrazamın geçişi ve Sultanahmet Camii 84,5 x 61 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu |
Padişahtan Sadrazam Damat İbrahim Paşa ve 37
kişiyi kendilerine vermesini isteyen isyancılara Sadrazam ve bazı devlet
adamları idam edilerek teslim edilmişti. Şehri de tahrip eden isyancılar Lale
Devri’nin simgelerinden biri olan Sadabad Köşkü’nü de yakmışlardı. Ayaklanma
sırasında isyancılardan kaçmak isteyen devrin önemli Divan Şairlerinden biri
olan Nedim de damdan dama atlarken düşerek hayatını kaybetmişti.
Patrona Halil'in Jean-Baptiste van Mour tarafından yapılmış portresi |
Tüm istekleri karşılanan isyancılar sonunda
Sultan III.Ahmet’in de tahttan inmesini istemiş, kendisine ve ailesine zarar verilmemesi
şartıyla tahttan çekilmeye ve yerini Şehzade Mahmut’a bırakmayı Kabul eden
III.Ahmet 1 Ekim 1730’da tahtı devretmişti.
Jean-Baptiste van Mour - Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ve bazı devlet adamlarının öldürülerek isyancılara teslim edilişi. 101 x 75 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu |
Jean-Baptiste van Mour
Tarihsel yapıları
konu alan resimleriyle tanınan Flaman asıllı Fransız ressam Jean-Baptiste van
Mour, hamisi Comte Charles de Ferriol (1652–1722) 1699 yılında
Fransız elçisi olarak XIV. Louis tarafından İstanbul’a atanınca onunla birlikte İstanbul’a gelmiş, Comte Charles de Ferriol tarafından geleneksel giysileri içerisinde çeşitli Osmanlı tiplerini
çizmekle görevlendirilmiş, elçinin ve o günün siyasal yaşantısını konu alan,
Osmanlı Sarayı ve Kabul törenleri gibi resimlerinin yanısıra İstanbul şehri ile
ilgili de eserler vermişti. Elçi Comte Charles de Ferriol, görevi sona erip memleketi
olan Fransa’ya dönerken beraberinde götürdüğü Jean-Baptiste van Mour
tablolarından oluşan 100 parçalık gravür koleksiyonunu 1712’de “Levant’ın Çeşitli Milletlerini Tanıtan 100 Gravürlük Derlemesi” adı altında bastırmış ve
bu kitap büyük ilgi görmüştü.
Jean-Baptiste van Mour, elçi ile birlikte Paris’e
dönmemiş, İstanbul’da daha sonra görev yapan Fransız elçilerinin maiyetinde
kalarak 22 Ocak 1737’de ölümüne kadar İstanbul’da yaşamıştı. Galata’da ölen
ressam Saint Benoit Kilisesi’ne defnedilmişti.
1727 yılında İstanbul’a atanan Hollanda elçisi Cornelius Calkoen, sanatçının eserlerine büyük ilgi göstermiş, himayesine almış, topladığı ve koleksiyonuna kattığı tablolarını daha sonra Amsterdam Devlet Müzesi’ne (Rijksmuseum Amsterdam) bağışlamıştı.
Bu eserlerin bir kısmı, 1978 yılında Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir sergide yer almış, 2003 yılında da “Lale Devri İstanbul’una İki Özgün Bakış-Van Mour ve Levnî” başlıklı bir sergiyle de Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmişti.
Türk Kadını |
Arnavut Ciğerci |
Jean-Baptiste van Mour - Ankara
Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
1727 yılında İstanbul’a atanan Hollanda elçisi Cornelius Calkoen, sanatçının eserlerine büyük ilgi göstermiş, himayesine almış, topladığı ve koleksiyonuna kattığı tablolarını daha sonra Amsterdam Devlet Müzesi’ne (Rijksmuseum Amsterdam) bağışlamıştı.
Jean-Baptiste van Mour - Sultan Alayı
Tuval üzerine yağlı boya, Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Sultan III.Ahmet 1737
Tuval üzerine yağlı boya, 33,5 x 26,5 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Çadırda bir Saray Partisi 1737
Tuval üzerine yağlı boya, 90 x 51,5 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Sadrazam 1737
Tuval üzerine yağlı boya, 33,5 x 26 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Valide Sultan
Tuval üzerine yağlı boya, 39 x 31 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Hollanda Elçiliğinden İstanbul manzarası
Tuval üzerine yağlı boya, Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Ağa
Tuval üzerine yağlı boya, 39 x 31 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Boğaz Hünkar İskelesinde hanımlar eğlencesi 1720
Tuval üzerine yağlı boya, 101 x 78 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
Jean-Baptiste van Mour - Başçavuş
Tuval üzerine yağlı boya, 38,5 x 30,5 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu |
Jean-Baptiste van Mour - Türk Düğün alayı 1737
Tuval üzerine yağlı boya, 90 x 56 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu |
Bu eserlerin bir kısmı, 1978 yılında Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir sergide yer almış, 2003 yılında da “Lale Devri İstanbul’una İki Özgün Bakış-Van Mour ve Levnî” başlıklı bir sergiyle de Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmişti.
Jean-Baptiste van Mour - Türk Kadını (Elçi Cornelius Calkoen’in metresi)
Tuval üzerine yağlı boya, 35,5 x 47 cm. Amsterdam Rijksmuseum koleksiyonu
|
3 yorum:
Keşke vakt-i zamanında,okulda okuduğumuz tarih kitaplarını siz hazırlasaydınız Levent Bey...Bu kadar akıcı üslup,üzerine bu kadar nadide görsellerle desteklenince hadise bambaşka bir boyut kazanmış.Teşekkürler.
Güzel yorumunuz ve iltifatınız için asıl ben teşekkür ederim Uğur Bey.
İltifat değil efendim hakikat...Hürmetlerimle...
Yorum Gönder