Sayfalar

25 Ağustos 2013 Pazar

TARİHTEN BUGÜNE DÜŞEN NOTLAR: 26 AĞUSTOS 1789;

224 YIL ÖNCE BUGÜN,

İNSANLARIN ÖZGÜR DOĞDUĞUNU VE EŞİT YAŞAMALARI GEREKTİĞİNİ, İNSANLARIN ZULME KARŞI DİRENME HAKKI OLDUĞUNU, HER TÜRLÜ EGEMENLİĞİN ESASININ MİLLETE DAYALI OLDUĞUNU VE MUTLAK EGEMENLİĞİN BİR KİŞİ YA DA GRUBUN ELİNDE BULUNAMAYACAĞINI, DEVLETİ İDARE EDENLERİN ESAS OLARAK MİLLETE KARŞI SORUMLU OLDUĞUNU, HİÇ KİMSENİN DİNİ VE SOSYAL İNANÇLARI YÜZÜNDEN KINANAMAYACAĞINI ORTAYA KOYAN,
FRANSIZ
“İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI BİLDİRGESİ”

FRANSA ULUSAL MECLİSİ (ASSEMBLÉE NATIONALE) TARAFINDAN 
KABUL EDİLMİŞTİ.

“İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi” 1789
Jean-Jacques-François Le Barbier (1738-1826)
Tuval üzerine yağlı boya, 71 x 56 cm.
Paris Carnavalet Müzesi

14 Temmuz 1789 Fransız Devrimi’nin ardından,insan haklarını korumak amacıyla yayınlanan bildiri, 1791’de Kabul edilen Fransız Anayasası’na ön söz olarak eklenmişti.

Marquis de Lafayette
4 Temmuz 1776 tarihinde Okyanus’un öte yakasında Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ilan edildiğinde, özgürlük ve kardeşlik fikirlerini savunmak, protestanların yurttaşlık hakları ve köleliğin kaldırılması için Amerika’ya giden Marquis de Lafayette “Demokrasi ve İnsan Hakları” için çok fazla uğraşmış, George Washington’un yanında yer almıştı.
Marguis de Lafayette, George Washington ile birlikte
Daha sonra Fransa’ya dönen Marquis de Lafayette, Meclisin askeri kanadından gelen bir üye olarak bu Amerikan Modeli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin ilk tasarısını hazırlamış ve Meclise sunmuştu.

Assemblée Nationale - Palais Bourbon
Fransız Ulusal Meclisi - Bourbon Sarayı
 Üzerinde uzun tartışmalar ve sayısız değişiklikler yapılarak kabul edilmesine rağmen, “Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi”
yine de Marquis de Lafayette’in tasarısına dayanmaktadır.

Avrupa’da kabul edilmiş ilk bildirge olan Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, yayınlandığı tarihte sadece erkekler için geçerli bir metindi.

1791 yılında Fransız Devrimine aktif olarak katılmış, feminizm odaklı yazılarıyla ünlenmiş kadın filozof ve yazar Marie-Olympe de Gouges, yayınladığı Kadın ve Kadın Hakları Bildirisi ile bütün cinsiyetlerin hukuki, politik ve sosyal anlamda eşit kılınmasını talep etmiş,
bunu kamuoyuna sunmuştu. 

Genel olarak idam cezalarına karşı olan Marie-Olympe de Gouges,
devrim sırasında devrilen Fransa Kralı 16. Louis’in idam edilmesine de karşı çıkmış, giderek Fransız Devrimine olan inancını yitirmişti.

Muhalefeti giderek sertleşmiş, israrcı tutumu ve yılmaz savaşçılığı yönetimi rahatsız etmeye başlamıştı. Bir yazısı nedeniyle 1793’te tutuklanmış,
aynı yıl 3 Kasım günü de giyotinle idam edilmişti.  
Marie-Olympe de Gouges
(7 Mayıs 1748 - 3 Kasım 1793)
Bir önsöz ve 17 maddeden oluşan 224 yıllık
“İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi”,
4 Ekim 1958 yılında yayınlanan Fransız Anayasası’nın önsözünde de yer almakta ve günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır.




1789 FRANSIZ İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI BİLDİRGESİ

ÖNSÖZ
Ulusal Meclisin tasarladığı gibi Fransız halkının temsilcileri, tek sebebinin resmi kötü durum ve yönetim bozukluğunun olduğu insan hakları konusundaki habersizlik, dikkatsizlik veya küçümsemeyi de göz önünde tutarak; insanların doğal, devredilemez ve kutsal olan haklarını önemli bir bildirge ile açıklamaya karar vermiştir. Bunun amaçları da;
·   Toplumun tüm üyelerinin bu bildirgeyi bilmesi ve hak ile görevlerini hatırlaması,

·   Yasama ve yürütme eylemlerinin diğer politik kurumlarla karşılaştırılabilmesi ve bu sayede kurallara uyulmasının sağlanması,

·   Basit ve tartışılmaz ilkelerden oluşan vatandaş haklarının, daima anayasanın ve kamu refahının korunması ile bir yol alınmasıdır.
Buna uygun olarak da ulusal meclis en büyük varlık olan insan ve yurttaş haklarının korunmasını kabul edip açıklamıştır.



Madde 1- İnsanlar, haklar bakımından özgür ve eşit doğar ve yaşarlar. Sosyal farklılıklar ancak ortak faydaya dayanabilir.
Madde 2- Her bir politik birleşmenin amacı; doğal ve dokunulamaz insan haklarını korumaktır. Bunlar; özgürlük hakkı, mülkiyet hakkı, güvenlik hakkı ve baskıya karşı direnme hakkıdır.
Madde 3- Egemenliğin temeli, esas olarak ulustadır. Hiçbir kuruluş, hiçbir kimse açıkça ulustan kaynaklanmayan bir iktidarı kullanamaz.
Madde 4- Özgürlük başkalarına zarar vermeden istediğini yapabilmektir: Her bir insanın doğal haklarını kullanması da toplumun diğer üyelerinin de aynı hakları kullanmasını garanti altına alacak sınırlar içindedir. Bu sınırlar da sadece yasalarla belirlenebilir.
Madde 5- Yasa sadece topluma zarar verebilecek eylemleri yasaklar. Yasaların yasaklamadığı hiçbir şey engellenemez ve kimse yasanın emretmediği bir şeyi yapmaya da zorlanamaz.
Madde 6- Yasa genel iradenin ifadesidir. Bütün yurttaşlar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla yasaların oluşturulmasına katılma hakkına sahiptir. Koruyan veya cezalandıran olarak yasa herkes için aynı olmalıdır. Bütün yurttaşlar yasalar önünde eşit olduğu için yeteneklerine uygun olarak ve özellikler ile yetenekleri konusunda ayrım görmeden, her türlü rütbe, mevkii ve göreve de eşit olarak getirilirler.
Madde 7- Yasanın belirlediği haller veya yasanın öngördüğü biçimin dışında başka bir yoldan hiç kimse suçlanamaz, yakalanamaz ve tutuklanamaz. Keyfi düzenlemeler yapılmasını isteyen, keyfi emirler veren, bunları uygulayan veya uygulanmasına izin verenler cezalandırılmalıdır. Ancak yasaya uymaya davet edilen veya yasalarca yakalanan her yurttaş yasalara itaat etmelidir. Yasalara karşı gelmek onu suçlu kılar.
Madde 8- Yasalar sadece kesin ve açık bir şekilde gerekliliği olan cezalar belirlemelidir ve hiç kimse suçun işlenmesinden önce ilan edilen ve gereği şekilde uygulanan yasalar dışındaki başka bir yasa nedeniyle cezalandırılamaz.
Madde 9- Her insan suçlu olduğuna karar verilinceye kadar masum sayıldığı için; tutuklanması kaçınılmaz olduğunda, yani suçlu olduğu karar verildiğinde göreceği sertlik yasa tarafından ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.
Madde 10- Hiç kimse, dışavurumu yasalarla oluşturulan düzene zarar vermediği sürece inançları nedeniyle sorumlu tutulamaz.
Madde 11- Düşüncelerin ve inançların serbestçe dışavurumu en değerli insan haklarından bir tanesidir. Her bir yurttaş yasaların belirlediği durumlarda bu özgürlüklerin kötüye kullanımından sorumlu olmak şartı ile bu ifadelerini özgürce konuşabilir, yazabilir ve yayınlayabilir.
Madde 12- İnsan ve yurttaş haklarının garanti altına alınması resmi bir gücü gerektirmektedir. Bu güç herkesin yararı için oluşturulmuştur. Bu gücü kendilerine emanet edilenlerin özel çıkarları için oluşturulmamıştır.
Madde 13- Bu kamusal gücün ve yönetim görevlerinin devamlılığını sağlamak için genel bir vergi zorunludur. Bu vergilendirme bütün yurttaşların olanaklarına göre eşit ölçüde bölünmelidir.
Madde 14- Bütün yurttaşlar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla verginin gerekliliğini belirleme, bunu serbestçe kabul etme, bu vergilerin kullanımını gözlemleme ve verginin miktarını, matrahını, tahsil şekli ve süresini belirleme hakkına sahiptir.
Madde 15- Toplum tüm kamu görevlilerinden, görevleriyle ilgili olarak hesap sorma hakkına sahiptir.
Madde 16- Hakların güven altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur.
Madde 17- Mülkiyet dokunulmaz ve kutsal bir hak olduğu için, yasaların belirlediği kamusal gereklilik açıkça doğmadıkça ve meşru bir tazminat ödenmedikçe kimse bu haktan yoksun bırakılamaz.

Hiç yorum yok: